23 Aralık 2013 Pazartesi

İŞLETMENİN BİRİNCİ İŞİ İŞ VE GÖREVLERİN AÇIK ŞEKİLDE BELİRLENMESİ




  Bütün iş ve çalışma alanlarında  ortak bir hedef ve dolayısıyla bir mal veya hizmet üretimi söz konusudur.
   Bu hedefe varmak  ve için de öncelikle işletmede ilk yapılması gereken; iş ve görev tanımlarının açık ve net şekilde belirlenip tüm bünyeye deklare edilmesi olacaktır.
         Bunun için de birinci aşama olan güçlü,zayıf yönler, fırsatlar ve tehditler  tespit edilip bu çıkış noktasından tüm  temel ve  alt süreçler  hiçbir çakışmaya meydan vermeyecek şekilde ortaya çıkarılır. ilgili süreç sahipleri ve sorumlularına atanır.
         Daha sonrası ise bilinen aşamalar.İş programlarının oluşturulması,bağlı plan ve faaliyetlerin ve adımlarının algoritmalarının  izlenmesi ve değerlendirilmesi.Yapılacak izleme neticesinde gerek görülecek önlemlerin devreye alınması.Süreçlerde öngörülecek iyileştirmeler ile süreç haritalarında yapılacak revizeler ve de  iyileştirmeler.
    Bu tablo böylesine bir sistem bütünlüğü ile tanımlı ve tereddütsüz iken günümüzde ne yazık ki uygulamalar bu doğrultuda   seyretmiyor.Çünkü uygulama yönüyle bu sistemsel görmeden uzak kalınabiliyor.Bu durum ise kuşkusuz işleyişe  olumsuz aksediyor. Bu konuda gerekli başarı sağlanmadan,işletmede kurum kültürü ve aidiyet gibi diğer ikincil ihtiyaçlar maalesef beklemede kalacaktır.
    Dolayısıyla pratikte de iş görev tanımları aşamasını sorunsuz çakışmasız oluşturmayı ve yürütmeyi sağlayabilen işletmeler zaman hırsızlıklarını minimize etmekle kalmayıp, beraberinde iç işleyişi,sinerjiyi ve gerekli ahengi de yakalamış olacaklardır.
    Netice olarak bir işletmede gerek ekip,gerek eylemsel gerekse stratejik liderler, ilk iş olarak işletmede iş ve görev tanımlarının açık ve net tanımlanması,daha sonrasında ise bu tanımlamaya tamamen bağlı kalınarak yürütme yapılmasını sağlamalılar.
     Paylaşmak Sevgidir, Berekettir.

     Nedim İleri

17 Aralık 2013 Salı

EĞİTİM MALİYETİNİ AŞAN EN ETKİLİ YATIRIM

         Biz İnsanların yeme içme gibi temel ihtiyaçlarımızdan olan öğrenme ihtiyacı aynı zamanda da süreklilik gerektiren bir özelliğe sahiptir. Bu olgu öncelikle bizim bu ihtiyacımızın farkında olmamız ve de bu farkındalık artıkça gelişen beslenen, geliştikçe de bu farkındalığımızı artıran paralel korelasyonda kendini sergilemektedir. 
         Bu konuda en temel ihtiyacımız ise eğitimin bir maliyet unsuru olmaktan ziyade en katma değeri yüksek yatırım aracı olduğunu bilmemiz ve öncelikle bu konuya yaklaşımımızı bu eksende belirlememiz olacaktır. Bunun yanında eğitim ve öğrenim ne ölçüde doğru ihtiyaç ile buluşur ise hedeflenen amaca yönelik olarak belirlenen hedef kitlenin davranışlarını değiştirme ve de geliştirmeye yönelik etkililiği de kuşkusuz o ölçüde kendisini hissettirecektir.. 
         İhtiyaç doğru belirlenince bu defa öğrenmeye duyulan istek ve ilgi ikinci sırada bu buluşma için gerekli olacaktır. Bu sıralama ile devam edecek olursak, yine eğitim ve öğrenmenin güçlü bir kararlılık azim ve sabır ile yoğrulmuş bilinçli çaba ile bütünleşmesi de yine bu husustaki en önemli gerekliliklerden. Girizgahta da yer aldığı üzere okuma, araştırma ve dolayısıyla öğrenme bizler için temel bir ihtiyaç olmakla beraber, öncelikle bu ihtiyacımızın süreklilik arz eden yapısına yönelik alışkanlık kazanmayı yani sözün özü öğrenmeyi öğrenmemiz gerekiyor. 
       Eğitim ve öğrenme konusu elbette çok çok önemli ve bu konuda belki sayfalara kitaplara sığmayacak ölçüde yazılıp çok şey dile getirilebilir. Konu başlığımıza dönecek olursak bir işletme içinde en önemli yönetim süreçleri arasında işletme çalışanları ve yöneticileri için oluşturulacak eğitim ve öğrenim konusundaki işletme yaklaşımının doğru şekilde belirlenmesi olacaktır.
       İşletmenin sürekli öğrenen bir organizasyon yapısı kurma yönündeki kalite anlayışı, öğrenmeye en nitelikli yatırım aracı olarak bakma yönündeki işletme kararlılığı ve duruşu, netice itibariyle işletmenin eğitim ve öğrenme okuryazarlığı ; faaliyet alanında rakipleri arasındaki konumunu güçlendirme açısından olsun, faaliyetlerinde başarısı ve bu başarılarının sürdürülebilirliği bakımından olsun kuşkusuz kendisine çok büyük avantaj sağlayacaktır.
      Paylaşmak Sevgidir, Berekettir.
      Nedim İleri

9 Aralık 2013 Pazartesi

KOORDİNASYON İŞLETMENİN META KİMYASI VE OKSİJENİ

            Günümüz iş yaşantısı içinde koordinasyon çok tanıdık ve bilinen ,ayrıca da çok kullanılmakta olan bir nosyon.Kelime anlamı olarak bakıldığında ise koordine etmek,eşgüdüm sağlamak anlamını taşıyor kısaca.Bileşenleri olarak da faaliyetlerde uyumluluk,standardizasyon (yeknesaklık) gibi çok birbirine yakın alt başlıkları mevcut .
           Bu kadar geniş kapasitesi bulunan bu durum aynı zamanda tüm süreçler üzerinde katalizör etkisine sahip .Eğer işletmenin organizasyon yapısında bu konu için yeterli ölçüde bir alt yapı mevcut ise bu sistem yapısı o işletmeye mutlak büyük avantajlar sağlıyor. 
          Bununla beraber koordinasyonun her işletme için tıpkı çimento özelliğine sahip bir etkisi bulunuyor.Bu nedenle de artık tüm iyi örnek sistem tasarımlarının öznesi koordinasyon yapısı.Çünkü işletmenin faaliyetleri içinde meydana gelebilecek kopuklukları ve oluşabilecek odak kayıplarını minimize edip tüm çabaları aynı hedefe dönük bir akıt haline dönüştürebilecek,dolayısıyla da verimliliği ve etkililiği optimum seviyelere taşıyacak bir olgu koordinasyon. 
          Koordinasyonu bu kadar önemli kılan ise bu sürecin hem strateji boyutunda hem de taktik uygulama tarafında sağlayacağı bütünsellik.Yani her daim fotoğrafın bütününe hitap eden bir özellik taşıması. Şöyle birkaç örnekleme yapacak olursak,bir işletmede veya kuruluşta her bir ünite veya üniteler kendi nezdinde hatrı sayılır nispette çabalar sergileyebilir.Ancak bu çabaların yönü ortak bir havuza dönük değilse veya ulaşamıyorsa yani bütünsellikten uzaksa.Ne yazık ki bu çabalar istenilen verimlilik ve etkililiği sağlamaktan uzak ve nafile kalacaktır. 
         Yine işletme içindeki bir şubede birkaç departmanın hedeflerine yakın bir performans düzeyinde olup, şubeye bağlı bazı departmanların ise yetersiz performans seviyelerinde olması ne yazık ki genel anlamda olumlu bir performanstan uzak bir durum olarak neticelenecektir. Bu manada gerekli uyumluluğu ve işletme sinerjisini sağlayabilen bilinçte bir koordinasyon söz konusu olduğunda ise işletme körlüğüne sebep sisler yerine aydınlatıp gören bir yapı oluşacaktır.Bu itibarla da çabalar bütüne yönelip tüm işletme hedeflerinde verimlilik ve etkililik gerçekleşecek, dolayısıyla işletme performansı maksimum düzeylerine doğru yol alabilecektir. 
           Paylaşmak Sevgidir,Berekettir. 
           Nedim İleri

2 Aralık 2013 Pazartesi

MOTİVASYON VE EN ETKİLİSİ İÇSEL MOTİVASYON

Günümüzde yöneticilik ve liderlik beceri ve yetenekleri, yetkinlikleri üzerine çok dinamik şekilde değerlendirmeler yapıldığını hepimiz biliyoruz.
Bu konuda yeni yapıldığı belirtilen araştırmalar referans gösterilerek olsun, karşılaşılan durumlara göre neden ve sonuç üzerinden yapılan çıkarımlar sonucu olsun çok sayıda beceri, yetenek üzerine atıflar yapılıyor.
 Şimdiye kadar yazılan ve ifade edilenler arasında bir konu var ki; hem sayılanlar arasında sürekli olarak yer alma hem de güncelliğini koruma bakımından dikkatlerden kaçmıyor. Bu özellik ne mi; hiç kuşkusuz Motivasyon dediğinizi duyar gibiyim.
 Evet, motive eden ilham veren bir anlayış çok etkili ve de etkileyici. Dolayısıyla lider veya yönetici ya da nezaretçi hiç fark etmez. İlham verme ve esin kaynağı oluşturma becerisine sahip olan İnsanlar ekibini, takımını içinde yer aldığı işletmeyi mutlaka başarılı sonuçlara taşıyabiliyor. Liderlik özellikleri için her durumda ilk üç arasında bu yetkinliği saymamız eminim hiç yadsınmaz. Yönetsel yetkinlik parametresinin, pastasının her daim büyük ölçekli ve çarpan katsayısı en yüksek unsuru Motivatör beceri.
Bununla birlikte motivasyon yani etkileme kabiliyeti tıpkı diğer öğrenmelerde olduğu gibi İnsanlara öğretilebilecek bir durum değil ne yazık ki. Ancak kişinin biraz bu konuda yetenekli olması sonrasında ise tamamen kendi istemesi ve çabası ile geliştirilebilecek bir olgu.
Daha da önemlisi Motivatör önce kendisini hazır ve uygun hissedecek, duygusal bağı önce kendi ile var ve kuvvetli olacak. Faydalı olacağına inandığı bir alanda mevcut bir ihtiyacı belirleyip tüm tutkusu ve coşkusu ile bu ihtiyacı karşılamaya yönelecek. Yani izleyenlerini etkilemeye, onları teşvik (ruhun gıdası) etmeye, özendirmeye ve potansiyellerini tam olarak sergileyip performansa dönüştürmelerine koçluk,mentörlük yapmaya talip bir kişinin öncelikle kendisinin  olabildiğince güçlü bir içsel motivasyona sahip olması gerekiyor.
Paylaşmak Sevgidir, Berekettir.
Nedim İleri