22 Nisan 2015 Çarşamba

'' ÖNCE İNSAN '' ANLAYIŞININ SERGİLENDİĞİ BİR OFİS UYGULAMASI ZİYARETİMİZ.

Aylar öncesinden Seyhan Koçak Hanım tarafından duyurulan bu ziyaret davetini önemsemiş ve tanıtım videolarından haberdar olduğum Türk Ticaret Net Kurumu ofis ortamındaki İnsan odaklı uygulamaları yerinde görmeyi istemiştim.
Sonrasında yine Seyhan hanımın bilgilendirmelerini takip edip Bursa seyahati kararı netleşti. Seyahatimiz de çok şükür iyi geçti ve Bursa’da yemyeşil bir doğa ve güneşli bir Cumartesiye merhaba dedik. Sağ olsun İbrahim Bey bizleri karşıladı, Salim Tanrıverdi ve Mustafa Şeker arkadaşlarımızla beraber Uludağ Üniversitesi kampüsüne doğru yol aldık.
Kampüs içindeki Ulutek yerleşkesinde Türk Ticaret Net kurumuna giriş yaptık. Bizleri Birgül Yanıklar Hanım karşıladı, biz şakayla ilk geleniz deyip bir kare fotoğraf almıştık, Seyhan hanım da hemen bizleri karşıladı, beş on dakika geçmemişti ki bulunduğumuz Web Tv sahne alanı daha bir şenlendi. Anlaşılacağı üzere İstanbul İK Bloggerleri grubumuz büyük bir neşe ve coşkuyla alanı tam anlamıyla doldurmuşlardı.       


Dedik ya, zaten sıcak bir ofis ortamındayız, hemen koltuklar, sehpalar ayarlandı ve sahne bir anda kocaman bir evin misafir salonuna dönüştü. Bununla beraber IK Bloggerleri artık büyüyen bir aile iken, o günün sürprizi de Alp Er Tunga Ünsal Bebek'in ben de artık en en yeni kuşak İK’cıyım demesiydi. Sohbetler edildi, çaylar içildi. Birgül hanım; çok etkileyici tanıtım sunumuyla projenin çıkışı ve bu aşamaya kadar nasıl gelindiğini anlattı.
Ardından bu iyi örnek uygulamanın fikir sahibi kim diye soracaktım ki, aynı soru arkadaşlar tarafından sorulmuştu ve cevap; Türk Ticaret Net mensuplarının bu fikri kendilerinin ürettikleriydi. Ben de bu uygulamaların sürdürülebilirliği ve varsa daha zenginleştirme çalışmaları bulunup bulunmadığını öğrenmek istediğimi belirttim. Birgül hanım buna karşılık, aynı düşünceye yönelik çalışmalarının bulunduğu ve artık bu bakış açısının işletmelerinin bir parçası olup, bunun için zaman ve bütçe gibi unsurları maliyet gibi değerlendirmediklerini belirtti. Dolayısıyla İnsana değer vermenin işin gerekliliği içinde olduğunu benimsediklerini vurguladı.
Bizim açımızdan ise yazılarımızda ve paylaşımlarımızda nerdeyse hep yeri bulunan ‘Özne İnsan’ yaklaşımımızla örtüşen bu çok anlamlı ve samimi değerlendirmeleri duymak oldukça memnuniyet vericiydi.
Seyhan hanım bizlere ortamı tanıtıp gezdirdi ve bu departmanlara yüklenen konsepti ve taşıdıkları vurgu hikayelerini anlattı. Her bir departmanın bu kompozisyonlarıyla ayrı bir kimlik ve güzellik temsil ettikleri bu rehberlikten anlaşılıyordu.
Bu izlenimler sırasında İdil Türkmenoğlu Hanımın Pozitif Yönetim kitabında okuduklarımın, işe eğlence katma anlayışının önemli ölçüde bu lokasyonda gerçekleşmiş olduğunu düşündüm.
Her bir depertmanın misyonunu temsil eden tasarımlar çok hoştu. En çok toplantı ortamının bu özgür havası, ikram alanları(ki bunun da özellikle bu işletme çalışanlarının bir yakını, bir misafirleri ziyaretlerine geldiğinde özellikle önemi çok, böylesine evinde gibi bir ikram ve ağırlama imkanına sahip olmayı istmeyecek çalışan İnsan bulunmayacağı açık)   , öneri ve dilek köşesi ki, bu aracın çok sıcak ve samimi bir işletme iklimine hizmet etme katsayısı, çarpan etkisi kuşkusuz küçümsenemez.         
Murat Yanıklar Bey’ in oldukça sade yalın bir anlatımla yaptığı sunum ise, hem Türk Ticaret Net işletmesinin üretimleri ve sektörel alanda detay bilgiler edinme yanında girişimcilik ve iyi örnek uygulamaları yakalama ve sürdürme bakımından da ufuk kazandırıcıydı. Murat bey’ den işletmelerinde iş gören devir oranının nerdeyse yok denilebilecek durumda olduğunu da öğrendiğimizde. Bu neticenin doğal olarak bunca çaba, emek, maliyet ve özenle İnsan Kaynağına yapılan ciddi yatırımın bir neticesi olduğunu düşünmeden edemedik.
Bu bakış açısı toplamda neyi ifade ediyor diye bakacak olursak; hem İnsanı Özne alan gelişmiş bir duruş, hem de bu bilinçli yönelimle iş görenlerin işlerinde anlam bulmaları, değerli hissetmeleri, yetkinliklerini sergileyip daha da geliştirebildikleri bir ortam, dolayısıyla; çalışanların tutku, ilgi ve yeteneklerinin desteklendiği böylesine bir gerçekleşme özetle.
 Önce işletme ‘’İnsan Doğasına Uygun Yaklaşımlar’’ Güçlü Yönünü gerçekleştirirse bu gerçekleşme sonrasında Güçlendirilmiş İnsan Kaynağı etkisi oluşur, bu gelişmeyle, farkındalıkla aynı oranda da işletmeler Stratejilerine, Amaç ve Hedeflerine doğru istikamet ve hareket eden, ilerleyen düzeyde yol almayı sürdürürler diye değerlendirebiliriz.
Bu manada gerçekleşmiş olan işletme güçlü yön seviyesi bakımından Türk Ticaret Net kurumunu alkışlıyor ve başarılarının devamını temenni ediyorum.
   Nazik davetlerinden dolayı Seyhan Koçak Hanıma, tüm Türk Ticaret Net ailesine ve katılıp keyifli sohbetler yaptığımız veya bir şekilde katılamasalar da, her bir araya gelindiğinde bir aile gibi neşeli ve kaynaşma dolu bir ortam oluşturarak iyi örnek bir gönüllülük topluluğu duruşunun sergilenmesine vesile olan bütün İK Bloggerlerine ve Eğitim & Gelişim Gönüllülerine Teşekkürler.


Paylaşmak sevgidir, berekettir.

Nedim İleri



16 Nisan 2015 Perşembe

İK’DAN UZAK PROJELER AMACINA VE HEDEFİNE ULAŞABİLİYOR MU?


Her proje bir yolculuk, dolayısıyla yolculukta devam ve sonuca varmak asıl önemli durum olsa bile bu varış ve gerçekleşme çoğu kez mümkün olmuyor. Netice olarak da onca beklenti tespitleri çalışmaları, gereksinim analizleri ve nihayetinde gerçekleşen tasarım çalışması, emek, onca zaman ve maliyet ne yazık ki heba oluyor.
Bu durumda ise kaybedilen yalnızca saydığımız bunca değerle kalmıyor. En çok da idari işleyiş ve çalışanların motivasyonu zarar görüyor. Projelerin işletmeye sağlayacağı kazançlar olsun, genel getirileri olsun böylelikle en iyimser değerlendirmeyle bilinmeyen bir takvime öteleniyor.
Yol üzerinde gerçekleşen öğrenmeler ışığında bu konuda öncelikle üç temel çıkış(referans) noktası olduğunu düşünüyorum.
1- Niyet aşaması
2- Bütünsel yaklaşım
3- Sonuç odaklılık ve stratejik amaçların gerçekleşmesi
Tohum ne ise toprak onu verir. Dolayısıyla her proje için öncelikle bu temelde sağlam bir niyet gerekir. 
Niyet aşamasında önemli olan bir diğer husus, başta stratejik lider olmak üzere, eylemsel liderlerin ve ekip liderlerinin bu çalışmanın gerekliliğine gönülden inanmaları ve tüm güçleriyle bu çalışmaya destek vermeleridir.
Bununla beraber yönetimin ilk ve en önemli bileşeni olan planlamaya gerekli sabır, zaman ve emek sergilenmelidir.
Bu güçlü niyetle yolculuğa yönelim sonrasında da; helikopter bakışıyla tüm açıları kapsayan bütünsel bir bakış ile oluşturulan ve benimsenen bir misyon/vizyon dolayısıyla; çalışmaya konu olan yörenin kamu ve özel kurumları olsun, üniversite ve sivil toplum kuruluşları olsun tüm disiplinlerinin ortak çabası ve rehberliği ekseninde, hedeflerin ve stratejilerin belirlenmesi ise bu yolculukta ikinci önemli husus.
Bir organizasyonun stratejik amaçlarına ulaşabilmesi ve tıpkı suya atılan bir taş gibi içten dışa, aşağıdan yukarı bir bütün olarak sürekli şekilde dış çevre uyumunun sağlanıp, öngörülemeyen değişikliklerin kontrol altında tutabilmesi bakımından kritik eşik değerindeki ihtiyacı ise; güçlendirilmiş İnsan Kaynakları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu güçlendirme ise,öncelikle eğitim ve gelişim, etkili liderlik, güçlü iletişim gibi unsurlar yanında yenilik ve değişime açık bir kurumsal iklim ile mümkündür.
Burada genelde mevcut durumlar açısından bir tespit yapmak gerekirse,İnsan kaynaklarının güçlendirilmesinden önce; eski adıyla personel birimlerinin yalnızca tanıtım levhalarının personel servisi yerine bugün insan kaynakları adıyla tanımlı olması ne yazık ki hiçbir kıymet-i harbiye taşımıyor. 
             Hepimizin bildiği gibi toplama/avlanma- tarım ve sanayi dönemlerinden sonra bugünün yani bilgi çağı olan 21.y.y için en etkili kaynak artık toprak, makine, teçhizat ve kas gücü olmayıp zaten yaradılışı itibariyle en değerli varlık olan ve bugünün bilgi işleyicileri konumunda bulunan İnsan Kaynaklarıdır
         İnsan kaynakları potansiyelinin etkin ve etkili biçimde üretime entegre edilmesi ve bu potansiyelin gerek mal gerekse hizmet üretimleri olarak performansa dönüşmesi için;

  • İşe alım (seçme ve yerleştirmede bilgi ve beceriden öte tutumu ön planda tutan bir yaklaşımla),
  • Oryantasyon,
  • İş analizi, İş süreçlerinin ve iş-görev tanımlarının sistematiğinin oluşumu,
  • Performans ölçme ve değerlendirme,
  • Kariyer planlaması,
  • Aidiyet, kurum kültürü,
  • İş gören devir oranının kontrol edilmesi,
  • Yetenek yönetimi vb. gibi sıralayabileceğimiz İK uygulamalarının tüm bileşenleriyle uygulanan ve sürdürülen bir İnsan Kaynakları politikası her kurum ve kuruluşun artık en elzem ihtiyacı olarak değerlendirilmelidir.
   Bu itibarla;tüm metodolojileri tasarlayıp bu yazılımları kodlayıp gerçekleştirecek plana programa ve sisteme dönüştürüp uygulayacak ve nihai olarak gerçekleştirecek olan yegane değer kuşkusuz İnsan kaynağıdır.
           Diğer taraftan;

  • Etkili iletişim, ilişki yönetimi ve iş birliği  konularında farkındalığı bulunan,
  • Yenilik, değişime yatkın,
  • Sürekli öğrenme ve gelişime açık,
  • Temel, teknik ve yönetsel yetkinliği gelişmiş İnsana dokunmanın sorumluluğunu hisseden,
           Her adımında İnsan doğasını göz ardı etmeyip, Önce İnsan duruşunu en vazgeçilmez paradigma edinmiş İnsan Kaynakları Departmanları ise organizasyonların başarılı olmalarına dönük çarpan değeri yüksek girdilerinden olacaktır.
           Netice olarak İnsan Kaynakları Yönetimi işletmelerde bu sistematikle örülmüş ve desteklenmiş ise projeler ve amaçlar da aynı oranda başarıyla buluşacaklardır.
          
       Paylaşmak sevgidir, berekettir.
       Nedim İleri


Kaynakça:
Aslan Özden, ‘Eyvah Yönetici Oldum’ Elma Yayınevi,2014
Barutçugil İsmet,’Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi’Kariyer Yayıncılık, 2004
Covey Stephen R, ‘8.Alışkanlık Bütünselliğe Doğru’ Sistem Yayıncılık 2013