Her proje bir yolculuk, dolayısıyla yolculukta devam ve sonuca varmak asıl
önemli durum olsa bile bu varış ve gerçekleşme çoğu kez mümkün olmuyor. Netice
olarak da onca beklenti tespitleri çalışmaları, gereksinim analizleri ve
nihayetinde gerçekleşen tasarım çalışması, emek, onca zaman ve maliyet ne yazık
ki heba oluyor.
Bu durumda ise kaybedilen yalnızca saydığımız bunca değerle kalmıyor.
En çok da idari işleyiş ve çalışanların motivasyonu zarar görüyor. Projelerin
işletmeye sağlayacağı kazançlar olsun, genel getirileri olsun böylelikle en
iyimser değerlendirmeyle bilinmeyen bir takvime öteleniyor.
Yol üzerinde gerçekleşen öğrenmeler ışığında bu konuda öncelikle üç
temel çıkış(referans) noktası olduğunu düşünüyorum.
1- Niyet aşaması
2- Bütünsel yaklaşım
3- Sonuç odaklılık ve stratejik amaçların gerçekleşmesi
Tohum ne ise toprak onu verir. Dolayısıyla her proje için öncelikle
bu temelde sağlam bir niyet gerekir.
Niyet aşamasında önemli olan bir diğer husus, başta stratejik lider
olmak üzere, eylemsel liderlerin ve ekip liderlerinin bu çalışmanın
gerekliliğine gönülden inanmaları ve tüm güçleriyle bu çalışmaya destek
vermeleridir.
Bununla beraber yönetimin ilk ve en önemli bileşeni olan planlamaya gerekli
sabır, zaman ve emek sergilenmelidir.
Bu güçlü niyetle yolculuğa yönelim sonrasında da; helikopter
bakışıyla tüm açıları kapsayan bütünsel bir bakış ile oluşturulan ve
benimsenen bir misyon/vizyon dolayısıyla; çalışmaya konu olan yörenin kamu ve
özel kurumları olsun, üniversite ve sivil toplum kuruluşları olsun tüm
disiplinlerinin ortak çabası ve rehberliği ekseninde, hedeflerin ve
stratejilerin belirlenmesi ise bu yolculukta ikinci önemli husus.
Bir organizasyonun
stratejik amaçlarına ulaşabilmesi ve tıpkı suya atılan bir taş gibi içten
dışa, aşağıdan yukarı bir bütün olarak sürekli şekilde dış çevre uyumunun sağlanıp,
öngörülemeyen değişikliklerin kontrol altında tutabilmesi bakımından kritik
eşik değerindeki ihtiyacı ise; güçlendirilmiş İnsan Kaynakları olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Bu güçlendirme ise,öncelikle
eğitim ve gelişim, etkili liderlik, güçlü iletişim gibi unsurlar yanında
yenilik ve değişime açık bir kurumsal iklim ile mümkündür.
Burada genelde mevcut durumlar açısından bir tespit yapmak
gerekirse,İnsan kaynaklarının
güçlendirilmesinden önce; eski adıyla personel birimlerinin yalnızca
tanıtım levhalarının personel servisi yerine bugün insan kaynakları
adıyla tanımlı olması ne yazık ki hiçbir kıymet-i harbiye taşımıyor.
Hepimizin bildiği gibi toplama/avlanma-
tarım ve sanayi dönemlerinden sonra bugünün yani bilgi çağı olan 21.y.y için en etkili kaynak artık toprak, makine, teçhizat ve kas
gücü olmayıp zaten yaradılışı itibariyle en değerli varlık olan ve
bugünün bilgi işleyicileri konumunda
bulunan İnsan Kaynaklarıdır.
İnsan kaynakları potansiyelinin etkin ve
etkili biçimde üretime entegre edilmesi ve bu potansiyelin gerek mal gerekse
hizmet üretimleri olarak performansa dönüşmesi için;
- İşe alım (seçme ve yerleştirmede bilgi ve beceriden öte tutumu ön planda tutan bir yaklaşımla),
- Oryantasyon,
- İş analizi, İş süreçlerinin ve iş-görev tanımlarının sistematiğinin oluşumu,
- Performans ölçme ve değerlendirme,
- Kariyer planlaması,
- Aidiyet, kurum kültürü,
- İş gören devir oranının kontrol edilmesi,
- Yetenek yönetimi vb. gibi sıralayabileceğimiz İK uygulamalarının tüm bileşenleriyle uygulanan ve sürdürülen bir İnsan Kaynakları politikası her kurum ve kuruluşun artık en elzem ihtiyacı olarak değerlendirilmelidir.
Bu itibarla;tüm metodolojileri tasarlayıp bu yazılımları kodlayıp gerçekleştirecek
plana programa ve sisteme dönüştürüp uygulayacak ve nihai olarak gerçekleştirecek
olan yegane değer kuşkusuz İnsan kaynağıdır.
Diğer
taraftan;
- Etkili iletişim, ilişki yönetimi ve iş birliği konularında farkındalığı bulunan,
- Yenilik, değişime yatkın,
- Sürekli öğrenme ve gelişime açık,
- Temel, teknik ve yönetsel yetkinliği gelişmiş İnsana dokunmanın sorumluluğunu hisseden,
Her
adımında İnsan doğasını göz ardı etmeyip, Önce İnsan duruşunu en vazgeçilmez
paradigma edinmiş İnsan Kaynakları Departmanları ise organizasyonların başarılı
olmalarına dönük çarpan değeri yüksek girdilerinden olacaktır.
Netice olarak İnsan Kaynakları Yönetimi
işletmelerde bu sistematikle örülmüş ve desteklenmiş ise projeler ve amaçlar da
aynı oranda başarıyla buluşacaklardır.
Paylaşmak sevgidir, berekettir.
Nedim İleri
Kaynakça:
Aslan Özden,
‘Eyvah Yönetici Oldum’ Elma Yayınevi,2014
Barutçugil
İsmet,’Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi’Kariyer Yayıncılık, 2004
Covey Stephen
R, ‘8.Alışkanlık Bütünselliğe Doğru’ Sistem Yayıncılık 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder