9 Temmuz 2013 Salı

İLERİ GİTMEK İSTİYORSAK ÖNCE İLERİ BAKMAMIZ GEREKMEZ Mİ?




             Yıl 2013 devir teknoloji ve bilgi devri. Halen sene 1900 100 mantığı ile hareket etmek mümkün mü? .Ya da bu bakış açısı ile bugün ne hedef konulabilir, bunun ne kadarı gerçekleştirilebilir ve nereye kadar gidilebilir.
            Otomobil kullanırken zaman zaman dikiz aynasına bir göz atmak gereklidir. Hatta çok da faydalıdır. Bulunduğumuz akıştaki yol tutuşumuz, güvenli seyretmemiz bakımından elzemdir. İyi güzelde; bir yere gitmek istiyoruz ve bir yol üzerindeyiz, bu istikamette yol alabilmemiz için hep dikiz aynasına bakarsak yol alıp ilerleyebilir miyiz? Şüphesiz ki Hayır.
            O halde öncelikle statükonun esaretinden sıyrılıp yeniliklere karşı ayak diremeyi bırakmalıyız.Daha önce böyle yapılmıştı yine aynı yolu ve eski düzenlemeleri takip etmek daha güvenli gibisinden kronik yaklaşımlardan sıyrılmayı başarabilmeliyiz.Değişime zamanında ayak uyduramaz isek sonraki pişmanlığımız faydasız olacaktır ve yanlış trene binen İnsanın ters istikamete geri geri koşması gibi nafile bir çaba olarak kalacaktır.Bu bakımdan her türlü yeni yaklaşımlara en azından sıcak bakmalıyız.Kalıplaşmış kolaycılıkları terk edip gerektiğinde risk almayı da denemeliyiz.Bu  suretle hem kendimiz açısından yeni ufuklara yelken açabilir, hem de bir temsil üstlenmiş isek temsil ettiğimiz platformun kendini yenilemesine, dönüşümüne  ve   gelişimine aracılık ederek gerçek misyonumuzu gerçekleştirebiliriz... 



2 yorum:

  1. Saygıdeğer Nedim Bey

    Öncelikle bu ve diğer güzel paylaşımlarınız için size teşekkür ederim.

    İmdi

    Yazınızla ilgili olarak bir kaç kelam etmek gerekirse.

    İnsanoğlu tarih sahnesinde yerini aldığı günden itibaren (siyasi,ekonomi,kültürel ve sosyal) büyük değişimler yaşamıştır.Bu büyük değişimler kimi zaman kolaylıkla olurken kimi zamanda büyük zorluklar yaşamıştır.

    Toplumlar değişime neden gerek duyar sorusuna belki kısaca şöyle bir cevap verebiliriz; Toplumlar değişimi var olan sorunlarını çözmek,değişen dünya dinamikleri ile uyumlu hale gelmek,daha iyi bir yaşam ve gelecek arzusu tasarlamak için isteyebilmektedir.

    Değişim sürecine karşı çıkanlar mütemadiyen ağırlığını sürdüren egemen güç ile kendini her türlü etmenden izole etmiş yığınlar olabilir.

    Değişimi ne tetikleyebilir sorusuna ise şöyle bir açıklamada bulunabiliriz.Farklı toplumların birbiriyle (kültürel,eğitim,siyasi,ekonomik) anlamda etkileşimleri,ekonomik krizler,savaşlar, göçler,doğal afetler vb..

    Değişimin öncülüğünü farklı toplumların birbiriyle olan etkileşiminden (iletişiminden) doğan sinerjisi olduğu gibi,aydınlar ve sanatçılar,kaotik ortamlarda ortaya çıkan ve halkın teveccühünü kazanmış ve iradesini yansıtan öncü liderler de olabilmektedir.Ayrıca bilim ve iletişim alanındaki her gelişme hayatımızın her alanında farkında olalım ya da olmayalım değişim sürecine sokmaktadır.

    Her değişim değişim değildir.Eğer değişim sürecinde atılan adımlar ile toplumun düşünüş,yaşayış,inanış vb.paradigmalar arasında ters bir ilişki mevcut ise o değişim değildir.

    Dünün şart ve imkanları ile nasıl ki bugünü yorumlayamıyorsak bugünün şart ve imkanları ile de dünü de yorumlayamayız.

    Bireysel başarının özünde öngörüsü yüksek, yeniliklere açık,vizyon ve misyonu belirgin, empati kurabilen,öngyargılardan uzak,farklı bakış açıları ile hareket eden,risk alabilen,optimist, mücadeleci,çalışkan,dinlemesini bilen,paylaşan ve paylaştıran bir model yatmaktadır.

    Toplumun özü durumundaki bireydeki (psikolojik, sosyolojik,eğitimsel ve sanatsal) ilerleme veya gerileme bu bakımdan önemlidir ve zincirleme etki yapmaktadır.

    İleri gitmek istiyorsak eğer mikro olarak bu bireysel modeli işletilebilmeli;makro olarak toplumun tüm kesimleriyle ortak bir paydada buluşmalı ve ortak değerler üretmeli,dinlemeli ve anlamaya çalışmalı.Ancak bu surette çözüme gidebilir,gelecek adına büyük adımlar atılabilir.

    Saygı ve sevgilerimle

    YanıtlaSil
  2. Merhaba değerli Gökhan bey kardeşim.
    Evet biz İnsanlara İnsan değerlerimizi daha çok hatırlatan kardeşlik ,kaynaşma ve dayanışma gibi ortak manevi hasletlerimizin yeşerip coşmasına vesile bu güzel Ramazan gününde bir vesile fayda sağlaması ümidiyle yaptığım bir paylaşım.
    Ben de böylesine kıymetli zamanınızı ayırıp katılım yaptığınız için ve de yorumlarınızla kattığınız zenginlikten dolayı sizlere çok Teşekkür ederim.

    Sağlık ve işlerinizde başarılar dilerim.

    YanıtlaSil