Işık,
karanlığı aydınlatan, bütün sisleri dağıtıp net ve doğru görmemizi sağlayan.
Hepimizin mutlak ihtiyacı.
Hepimiz, tüm
insanlar daha iyi daha güzel olanın peşinde koşarız. Koşmasına koşarız da,
elimizde bir harita yoksa ve de önümüzü, hedefimizi, yolumuzu belirlememizi,
net görmemizi sağlayacak bir rehber. bir ışık yoksa bu çaba bize ne fayda
sağlar.
Işık varsa
elimizde veya yanımızda o zaman tabi durum değişir, sis ve karanlık engel
olmaktan çıkar. varış noktasını doğru görerek atacağımız her adım bizi
belirlediğimiz yere ve hedefe doğru yönlendirir ve o istikamet doğru istikamet
olur, nihayetinde de hedefe ulaşırız.
Peki, durum
böyle iken ve ışık çok belirleyici bir anlam ve değer ifade ederken, biz o
ışığı, kendimize lazım olan o değeri, parıltısından rahatsız olup engellemeye
çalışırız, hem de ne yersiz çaba ile. Durumun acizliği olarak nafile de olsa ışığı elimizle kapatmak için uğraşırız. O an durum vahimdir ve ışığı elimizle parmaklarımızla perdeler, kendimizi kendi elimizle net görünmeyen yola
mahrum bırakırız.
Bu zayıf
egomuz bize bir fayda sağlamadığı gibi hem zaman hem de emek kaybetmemize yol açar. Diğer
taraftan bu yolu kullanacak diğer insanların da ilerlemelerine gölge düşürür,dolayısıyla diğer insanların yararına engel olamasak da aksamaya sebep teşkil ederiz.Oysa bir yandan da hepimiz biliriz ki,ışık bu sonuçta,kendi yolunu mutlak bulur ve aydınlığı ile sarıp aydınlatır çevresini.Netice itibarıyla ışık hepimizin olmazsa olmazı ve hepimize lazım. O halde gereksiz kaprisleri bırakıp hem kendimizi boş zahmetlere atmayalım,hem de kimseye faydamız yoksa bile gereksiz engel teşkil edip zarar vermeme yoluyla olsun bulunduğumuz ortama fayda sağlayalım.Nafile çabaları terk edip kenarda doğru yerde durmasını bilerek de zaman ve emek kaybımızdan arındığımız gibi,o ışığın aydınlığından biz de yararlanalım.
Nedim bey,
YanıtlaSilYazınızı keyifle okudum.Elinize sağlık. İnsanın her zaman kendisine set olan "ego"suna farklı bir pencere açmışsınız. Tasavvufta benzer bir temel var. "Işık İnancı". Alemde bulunan her nesnenin kaynağı kendi kudretinden fışkırıp yayılan ulu nurdur/ulu ışıktır. Yani insanın temeli ve aslı ışık'tır. İnsan-ı kamil bu ışıkla bütünleşmiş bir varlıktır. Dolayısıyla ne kendi ışığını farketmeyen ne de başkasının ışığını gölgelemeye çalışan bir beşer kamil olmaktan hayli uzaktır.
Saygı ve selamlarımla,
Banu ÇAKAR
www.banucakar.com
www.liderlikruhu.com
Banu hanım,
SilBu yorumunuz ve katkınıza çok sevindim.Size ne kadar Teşekkür etsem az.
Selam ve saygılarımla,