12 Ocak 2014 Pazar

KONUK YAZAR SAYGI GÜNENÇ – ELEŞTİRİSEL YAKLAŞIM



KONUK YAZAR SAYGI GÜNENÇ – ELEŞTİRİSEL YAKLAŞIM

 



       Paylaşmak bir ayrıcalıktır diyen Sayın Saygı Günenç, İlk, orta, lise öğrenimimi Antalya’da tamamladıktan sonra, Dumlupınar Üniversitesi- Uygulamalı Takı teknolojileri bölümünü bitirdi. Çalışma hayatı devam ederken; Anadolu Üniversitesi AÖF Halkla İlişkiler ve İşletme bölümlerini tamamladı.
            Yedi yıl ELT Kitabevi’nin Genel Koordinatörlüğü’nü yaptı. Bir çok projeye imza atarak uzun soluklu çalışmaları tamamladı. Anma günleri, imza günleri, bölge çapında yarışmalar, sosyal sorumluluk projeleri ve çeşitli organizasyonları yönetip, aktif bir şekilde rol aldı. Ardından 2008 yılında Şekerler Turizm Taşımacılık’da İnsan Kaynakları Sorumlusu olarak işe başladı ve hala devam etmekte.
            Sektörün ilk İnsan Kaynakları departmanını kurmaktan ve bir çok konuda sektöre öncülük eden bir yapının içinde bulunmaktan gurur duyduğunu belirten Saygı Günenç, ”Mesleğimi seviyorum çünkü insanları seviyorum.” diyen ve önce insan diyerek, işe özünden yaklaşmayı başarabilmiş bir profesyonel.
            Değerli İK Uzmanı Saygı Günenç’in yazıları halen, yamacegitim.com, uplifers.com, saglikaktuel.com ve otelendustrisidergisi.com sitelerinde yayımlanmaktadır.
            Böylesine başarılı ve insan değerlerine önem veren bir İK Blogger yazarını konuk yazar olarak ağırlamak da, benim için bir ayrıcalık. Bu nedenle kendisine çok Teşekkür ediyor, başarılı çalışmalarının devamını diliyorum.
                                                                  http://saygigunenc.com

ELEŞTİRİSEL YAKLAŞIM!

      Gündelik hayatımızda tenkit edecek o kadar çok veri var ki önümüzde. Zaten biz hiç bir şey yapmasak da, malzeme soframıza geliyor ve bize sadece eleştirmek kalıyor. Çünkü hiç kimsenin olmadığı/olamayacağı gibi hiç bir iş de kusursuz ve mükemmel olmuyor. Önemli olan bakış açılarımız… Ne şekilde bakacağımız ise; bizim seçimimiz…
      Sözlük anlamıyla eleştiri(tenkit): (ki göreceli bir tanımdır)
      “Şiir, tiyatro, hikâye, roman, resim, heykel, film gibi bir sanat veya düşünce eserinin, zayıf ve güçlü yönleri göz önünde bulundurularak gerçek değerini belirleme amacıyla yapılan inceleme sonucunun anlatıldığı yazı türüdür. Bir kimsenin kendi eleştirisini yazarken/yaparken, ortaya koyduğu esere “otokritik”veya “özeleştiri” denir.
      Eleştirinin amacı, iyi ve güzel olan sanat yapıtının değerini ortaya çıkarmak, sanatı iyi ve güzel olmayandan kurtarmak, kalıcı bir niteliğe kavuşturmaktır. Sanatçıyı daha güzel, daha güçlü, daha olgun, daha başarılı eserler yaratmaya teşvik etmektir. Okura, izleyiciye ve sanatçıya kılavuzluk yapmaktır.”
      Buradan yola çıkarak eleştirinin amacının alışılageldiği gibi; ayıp ortaya çıkarma, ezme, mahcup etme, zor duruma sokma, üstünlük gösterme, kendini ön plana çıkarma, faydalanma vs… olmadığını görmekteyiz.
      Peki sadece bugünü hayal ederek, iş yerinizde hangisinin yaşandığını söyler misiniz? Ben bir örnek verebilirim.
      Bugün Sezen, çalışmasını tamamlayarak yöneticine sundu. Yöneticisi tablo çıktısını eline aldı inceledi ve sayısal değerleri doğruladı. Buraya kadar her şey normal. Geliyoruz hiç beklemediğimiz o müthiş cümleye! Bu tablonun kenar çizgileri kalın değil ve belirgin olsun diye değişik renk yapmışsın. Bence bununla uğraşana kadar sayfayı bölseydin şuradaki veriyi farklı vurgulasaydın…Hım pek gözüme güzel gelmedi…
      Yapılan kaliteli içeriği bir bir kenara bırakıyor ve illa ki renkten çizgiden girerek eleştiri yapıyoruz. Üstelik eleştiri yapabilmek için “eleştirmen” olmak gerekiyor. Yani:
Hangi çalışma eleştirecekse, o çalışmanın/eserin gerektirdiği birikime sahip olmak gerekiyor!
Çalışmayı tek bir açıdan almak, resmin tamamına bakmak da son derece yanlış ve demotive edici…        Peki eleştiri nasıl yapılır?
Yapılan işin/eserin/görevin:
*Yapıldığı zaman göz önüne alınır. (zaman baskısı)
*İçeriği, uygunluğu, doğruluğu, üslubu, tekniği kontrol edilir.
*Faydası ölçülür ve ortaya konur.
*Hataları tespit edilirse, YÖNLENDİRİCİ VE GELİŞTİRİCİ ELEŞTİRİ cümleleri kullanılır.
*Eleştiren, yapılan işle ilgili KILAVUZLUK eder.
*Eleştiren kişi, yapılan işe OBJEKTİF yaklaşır.
      İşte ancak buna göre yapılan eleştiri faydalı olacaktır. Aynı zamanda eleştirinin iki çeşidi vardır:
1-İzlenimsel (empresyonist) eleştiri: Yapılan işin/eserin başkası üzerindeki etkisinden, başkasının yorumundan yola çıkarak yapılan eleştiridir. Bu tür eleştirilerde öznel, kişisel yargılar ağırlıktadır.
2-Nesnel (bilimsel) eleştiri: Yapılan işin/eserin içerik, yapı ve üslupları üzerinde tarafsız olarak yapılan eleştiridir.Bu eleştiri türünde, her işin değerlendirilmesinde kullanılabilecek ölçütler vardır.
      Eleştirmen, kişisel yargılara varmaktan kaçınmaya çalışır. Bilimsel araştırmalardan yararlanarak, ya da işin kurallarından yola çıkarak, tarafsız bir gözle değerlendirir.
Gördüğünüz gibi eleştiri özünde; moral bozma, huzursuz etme ve aşağılama için kullanılmıyor.
      Aksine daha kaliteli işi/eseri yakalamak için kullanılıyor. Kısaca tenkit şu an kullandığımız şekliyle olumlu sonuçlar doğurmuyor. Ama güzel sözler, hoşgörü, yönlendirme, bir çok işin rahatlıkla tamamlanmasını sağlıyor.
      Öyleyse gelin eleştiri kültürünü doğru oluşturalım, gelin Mevlana’nın dediği gibi: Hataları örtmede gece gibi ol’alım…
Sevgilerimle.
Saygı Günenç – Ocak/2013
saygigunenc.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder