13 Aralık 2012 Perşembe

ÖĞRETMEK İÇİN ÖNCE ÖĞRENMEK GEREK.


Küçük bir köy okulunda, yeni eğitim ve öğretim dönemi başlamış ve okula yeni de bir öğretmen atanmıştı. Okulun sevimli Öğrencileri bütün coşkuları ve cıvıltıları ile sınıf ve okul bahçesini sarıp o eşsiz ve katıksız sevgileri ile donatmış, doldurmuşlardı.
Okula yeni atanan Öğretmen de bu cıvıltı ve sevgi dolu ortamda olmaktan ve böylesine güzel bir ortama liderlik etmekten dolayı her zaman ki gibi çok mutlu hissediyordu. Okulun başka Öğretmeni yoktu. Bu yüzden Öğretmen aynı zamanda Okulun idari işlerini de yürütüyordu. Okul açılalı üç hafta geçmesine rağmen beşinci sınıfta kayıtlı bir öğrencinin okula hiç gelmediğini ve bu yüzden üç haftadır yoklama sonrası yok yazıldığını fark etti.
 Bu konuyu çok önemsedi ve hemen o günden itibaren ki ilk gündemine dahil etti. Bu öğrencimiz  niçin okula gelmiyor? Acaba başka okula nakil gitti de bu durum henüz bildirilmedi mi? Nakil için Öğrenci dosyası istenmesi gerekir di. Bir rahatsızlığı mı var da bildirilmemiş? Bunları ayrı ayrı düşündü Öğretmen. Ayrıca bir süre daha mazeretsiz olarak devamsız olur ise devamsızlık nedeniyle işlem yapılması gerekir ki, buna hiç ihtimal vermek istemedi. İlk olarak okul çıkışı köy halkını imece halinde görmüş hemen bunu fırsat bilerek Selam verip bir iki hal hatır sorduktan sonra Cavit Öğrencimin Velisi acaba aranızda mı? Diye sormuş ve içlerinden; ben Babasıyım hocam buyrun deyince, Öğretmen de kendisine evladınız bu dönem başından itibaren hiç okula gelmedi hasta falan mı? Deyince, yok hocam Allah’a çok şükür çocuğumun sağlığı ve afiyeti çok iyi ve her gün okuluna gidiyor deyince, Öğretmen tekrar çocuğunuz  yeni dönem başından bu yana  hiç okula gelmedi,okulun başka Öğretmeni de yok, gelse ben görecek ve yoklamada yok yazmayacaktım.. Ancak madem sağlığı yerinde o zaman sorun yok, siz yarın sabah birlikte gelin okula ben Öğrencimle bir tanışayım, ondan sonra siz müsterih olun inşallah deyip ertesi sabah okulda görüşmek dileğiyle ayrıldılar.
Ertesi sabah okul yine her zamanki gibi cıvıl cıvıl Öğrenciler bahçede koşuşup türlü oyunlar oynuyorlar. Öğretmen okul içinde önceki gün konuştuğu Veli’yi ve yanında bir yeni sima Öğrenciyi Müdür odası kapısında görüyor Selam ve karşılıklı iyi dileklerin sunulması , Öğretmen Veli’ye siz işinizden kalmayın biz de Öğrencimle dersimize geçelim deyip göz işareti ile yine siz müsterih olun mesajı verilip  Veli aldığı olumlu izlenimin güveni ve rahatlığı ile bir Teşekkür tebessümü ile okuldan ayrılır, Öğrenci  ile Öğretmeni de derse başlamak üzere cıvıltının merkezine yönelip sınıfa girerler. 

YÖNETİCİLİK; İŞİN OPARATÖRLÜK YANI DEĞİL, YÖNLENDİRMEK VE SÜRECİ ETKİN YÖNETMEK

Yönetme/Yönlendirme sorumluluğunda olup işin operatörlük tarafı ile her daim meşgul ve bunun farkında olmayıp kaybettiği zamanı da ne tuhaf ki erk yönetimi veya yöneticilik zanneden, ön bürodan kopup kendi alanına yönelemeyen rol model, bu durumu fark etmedikçe ne yazık ki asıl temsilinin gereği olan konulara ve yeni projeler ile açılımlara, iş geliştirmelere, iş iyileştirmeye, süreç yönetmeye vakit bulamaz. Bu durumdan da bırakın Liderlik, Yöneticilik bile çıkmaz. Burada söz konusu olan olsa olsa Nezaretçilik olabilir.
            Yönetici için asıl olan odak; temsili ile mükellef olduğu işin doğru şekilde ikamesini sağlamaya dönük kaynak bulmak, kaynakları etkin şekilde yönlendirmek, maksimum ölçüde verimli bir organizasyon sağlamak için alternatif yollar aramak, yol bulunamaz ise benimsenmiş ilkeleri de koruyup yeni bir yol açmak olmalıdır.
            Kaldı ki bir organizasyonun etkin bir yapı kazanması da öncelikle burada yer alan ünite ve birimlerin iş ve görev dağılımının net olarak belirlenmiş olması ile çok ilintilidir. Rol modelin dikkat etmesi gereken bir husus da bu konuda bilinç sahibi olup, ünitesine ait iş tanımlarının doğru belirlenmesine yönelik bildirim ve bilgilendirmeleri zamanında sağlamak olacaktır. Böylelikle bir yandan kendi mesaisinin gerçek odağından bir an olsun kopmamaya dikkat ederken diğer taraftan da ekibinin çabasının doğru havuza yönlenmesini sağlayacaktır. Netice olarak Yönetici önce kendi odağına sadık kalacak, sonra ekibinin çabasını yükseltmeye dönük motivasyon sağlayacak, nihai olarak da tüm çabaların lokalden totale dönüşüp, hepsinin yönünü ortak hedefe yönlendirip bu emeğin en etkili şekilde üretime dönüşmesine aracılık edecektir.
            Hepimizin bildiği gibi Yöneticinin görevi; işi bizzat yapmak değil yapılmasını sağlamak olup, üzerinde tanımlı işlerden dahi uygun araçlarla delege edip takip yapmak, böylelikle ekip üyelerinin de yetişmesine hizmet etmek, ekibi doğru ve etkin biçimde YÖNLENDİRMEK,HEDEFE TAŞIMAK. 

9 Aralık 2012 Pazar

ÇALIŞANA AİDİYET KAZNDIRMAK KONUSUNDA NİYET SAMİMİ İSE SONUÇ DA MUTLAKA VERİMLİ OLACAKTIR.


         Çalışan Bağlılığı konusunda araştırmalar yapılıyor belki de; bu araştırmaların ne kadarı Kurum veya Kuruluşlarca bu konuya verilen önem dolayısı ile durum tespiti ve önlem almak maksadıyla araştırma ünitelerinden  destek istendiği için yapılmış? işin bu tarafı da bir araştırma konusu.Niyeti de samimiyet ve tutarlılık  tarafını da bu yaklaşım belirler diye düşünüyorum.

Bu sahiplenme varsa zaten bu husus bir düşünceden somut ihtiyaca dönüşmüş ve bütünsel olarak benimsenmiş ve İK departmanına yetki devri ile delege edilmiş durumdadır .İK departmanı  bu safhada bu güçlü desteği de almış olmakla bu politikayı  en uygun şekilde işleyecek ve güncel destekleyici ilkeleri de takip ederek başarılı bir sonuca taşıyabilecektir.

        Bu vurguyu yaptıktan sonra simdi de özet olarak sırası ile çalışana aidiyet duygusu konusundaki düşüncelerimizi  maddeler  halinde  sıralayacak olur isek,
Yapıda benimsenmiş önemli bir politika da Kurumsallaşma olmalı,bu manada  evrensel ve etik değerler ile ilkeler takip edilmeli  bunu çalışanlar algılamalı.
Maddi hakların mutlaka süresinde takdim edilmesine özen gösterilmeli
İzin,istirahat raporları vb. özlük haklar ve sosyal sigorta alanındaki sorumluluklar  konusunda titiz davranılmalı.
Çalışanların bu ortamda çalışmaktan kendilerini mutlu hissedecekleri elverişli fiziki ofis ortamı sağlanmalı.
Ulaşım servisi,  kreş,misafirhane,lojman gibi destekleyici uygulamalar hayata geçirilmeli,
Çalışanların iş saatleri dışında da (yeri geldiğinde aileleri ile birlikte) çalışma arkadaşları ile bir araya gelip kaynaşmaları açısından sosyal tesisler oluşturulmalı.
Kalitenin ve gelişimin önemine vurgu yapan, eğitim ve  sürekli öğrenen bir organizasyon  şartları yakalanmalı.
Bünyeye özgü sosyal sorumluluk projeleri ile sinerjik  katma değer üretme faaliyetlerine yer verilmeli.
Çalışanın kendisini var ve değerli hissetmesini sağlayacağı katılım imkanları ve fikirlerini,önerilerini paylaşabileceği katılım araçları sunulmalı.
Hatanın çalışma ortamında olası  bir durum olup,tekrarını önleyici ve hiç oluşmadan önleyici rehberlik üniteleri oluşturulması.
Ödül ve takdir mekanizması işler olmalı.
Biz ve ekip anlayışının zarar da da, kar da da geçerli kılınması.
Sevgi ,samimiyet ve hoşgörünün üstler arası ve tüm rol modellerden astlarına  yansıması.
Bilişim çağına uygun biçimde yatay organizasyon yapılanması.
İş ve görev tanımlarının net olarak belirlenmiş olması ve sorumluluk ile yetkinin uyumluluğu,delegasyona gerektiği ölçüde yer verilmesi.
Bu listeyi daha da uzatmak mümkün olup,hepsine ilave olarak da;tüm çalışanların mevcut potansiyelini  bu ortamda sergileyip yetkinliklerini geliştirebileceğine inanması özellikle de; . Kurum veya Kuruluşun cevheri olan Üstün Yetenekli Mensupların!.

4 Aralık 2012 Salı

ELİNLE IŞIĞI KAPATAMAZSIN, NAFİLE UĞRAŞMA,DOĞRU YERDE DUR Kİ, O IŞIKTAN SEN DE FAYDALANASIN.



Işık, karanlığı aydınlatan, bütün sisleri dağıtıp net ve doğru görmemizi sağlayan. Hepimizin mutlak ihtiyacı.  
Hepimiz, tüm insanlar daha iyi daha güzel olanın peşinde koşarız. Koşmasına koşarız da, elimizde bir harita yoksa ve de önümüzü, hedefimizi, yolumuzu belirlememizi, net görmemizi sağlayacak bir rehber. bir  ışık yoksa bu çaba bize ne fayda sağlar.
Işık varsa elimizde veya yanımızda o zaman tabi durum değişir, sis ve karanlık engel olmaktan çıkar. varış noktasını doğru görerek atacağımız her adım bizi belirlediğimiz yere ve hedefe doğru yönlendirir ve o istikamet doğru istikamet olur, nihayetinde de hedefe ulaşırız.
Peki, durum böyle iken ve ışık çok belirleyici bir anlam ve değer ifade ederken, biz o ışığı, kendimize lazım olan o değeri, parıltısından rahatsız olup engellemeye çalışırız, hem de ne yersiz çaba ile. Durumun acizliği olarak nafile de olsa ışığı elimizle kapatmak için uğraşırız. O an durum vahimdir ve ışığı elimizle parmaklarımızla perdeler, kendimizi kendi elimizle net görünmeyen yola mahrum bırakırız.
Bu zayıf egomuz bize bir fayda sağlamadığı gibi hem zaman hem de emek kaybetmemize yol açar. Diğer taraftan bu yolu kullanacak diğer insanların da ilerlemelerine gölge düşürür,dolayısıyla diğer insanların yararına engel  olamasak da aksamaya sebep teşkil ederiz.Oysa bir yandan da hepimiz biliriz ki,ışık bu sonuçta,kendi yolunu mutlak bulur ve aydınlığı ile sarıp aydınlatır çevresini.Netice itibarıyla ışık hepimizin olmazsa olmazı ve hepimize lazım. O halde  gereksiz kaprisleri bırakıp hem kendimizi boş zahmetlere atmayalım,hem de kimseye faydamız yoksa bile gereksiz engel teşkil edip zarar vermeme yoluyla olsun bulunduğumuz ortama fayda sağlayalım.Nafile çabaları terk edip kenarda doğru yerde durmasını bilerek de zaman ve emek kaybımızdan arındığımız gibi,o ışığın aydınlığından biz de yararlanalım. 

20 Kasım 2012 Salı

İNSAN KAYNAKLARININ MİSYONU VE GERÇEK DEĞERİ.

          İnsan Kaynakları veya eski adı ile Personel Birimleri için bugün daha güncel bir isim arayışı olabilir. Bu birime düşünülecek yeni tanımlama değişime yatkınlık ile buna öncülük etmesi bakımından hiç de yanlış bir yaklaşım olmaz. Ancak bu isim yenileme fikri ile birlikte hatta bundan daha öncelikli olarak önemli bir durum da; İ.K departmanı ile ilgili bir kısım olumsuz ve belki bir bölümü iyice irdelenmeden de olsa oldukça menfi eleştirilerin, değerlendirmelerin malesef mevcut olması. Ayrıca bu olumsuz eleştirilerin hiç mi haklılık payı yok dedirten taraflarının da ( kısmen de olsa yine maalesef) bulunması. O nedenle bu ünite mensuplarının genellikle iyi seviyelerde diyebileceğimiz Özgüvenleri yanında bir de Öz tanımaya yani birimin kendi içine dönüp samimi bir Özeleştiriye de ihtiyaçları bulunmuyor diyemeyiz. Bu birimlerin Organizasyonlarda önemli bir yeri ve süreçlere etkisi olduğu kuşkusuz, hal böyle iken günümüzde bu denli önemli yeri temsil etmek ve de bu misyonu gerçekleştirebilmekteki etkililik ve yeterlilik de önemli.
         Bir misyon sahibisiniz, iyi de tanımlanmış bir misyon ancak, performans ölçütleri de olmalı, kendinizi görebileceğiniz, bu yolda ne kadar mesafede olduğunuzu size net gösteren, doğru tanımlanmış ve temenni niteliğinde olmayan, gerçekçi, objektif ölçütler. Bu bakımdan da İ.K. departmanı mensuplarının Organizasyondaki diğer mensuplar nezdindeki yeri kuşkusuz gerçek İ.K ünitesi değeri. İçinde İnsan ilşkileri söz konusu olan her konuda ve alanda olduğu gibi gibi, burada da kuşkusuz temel çarpan olan İnsani Değerler yönünden geliştirilecek yaklaşımla İ.K ekip elemanlarıca Organizasyonda yer alan diğer iç ve dış paydaşlara karşı İnsana Dair bir duygusal bağ yakalanmalı ve bu entegrasyon pekiştirilerek daha da güçlendirilmesine yönelik ilkeler benimsenmeli ve hayata geçirilmelidir.
          Kendisine yapılan eleştiriler veya mevcut (ön yargı bile olsa) tüm algı önemli ve iyileştirme bakımından fırsat bir değer olarak adledilmelidir . Bu belli ölçüde de olsa sağlanabilir ise, hem eleştiriler daha yapıcı hale gelecek, hem de daha iyi ve olumlu bir imaj elde edilebilecektir. Layık olduğu yere bu çerçevede yerleşen İ.K ünitesi bu safhada gerçekten önemli olan misyonunu bi hakkın temsil edebilecek, diğer yandan mevcut önyargı minimize olacak ve yapıcıya dönüşen eleştiriler desteğini de kazanarak en iyi şekilde gelişimini sürdürecek, kendisini de, misyonunu da doğru şekilde gerçekleştirebilecektir.

6 Kasım 2012 Salı

LİDER VE EKİP BİR OLUŞUM İÇİN AYRI AYRI ÖNEMLİ VE DEĞERLİDİR.

Hepimizin bildiği üzere başarı bizli bir durum .Bu nedenle de,hem lider rolünün gereklerini maksimize ikame eder,hem de ekipteki tüm elemanlar belirlenen hedefe varma konusundaki çabalarını uyum içerisinde ve istenilen düzeyde sergilerler ise varılacak yer kuşkusuz başarı olacaktır. İkisi birbirlerini tamamlayan puzzle’ın parçalarıdır.Yalnız liderin yetkinliği veya tek başına ekibin donanımlı olması ne yazık ki istenilen sonucu elde etmeye yetmez.Tek bir tarafın istenilen performansı sergileyebilmesi beklenemez.Yani iki parçanın uyumu da mutlak gereklidir.Lider iyi işler yapmış bir geçmişe sahip olan bir birey olur ve de uygun bir ekibe denk gelir ise kendi hünerlerini açığa çıkarabilecektir.Aynı şekilde ekip elemanları da her biri kendine göre donanımlı ve uzmanlık sahibi kişiler olabilir ancak bu ekibe de yön verecek onlarda var olan cevheri ortaya çıkaracak ve ekip elemanlarının da kendi yeteneklerini sergileyebilmeleri açısından onlara uygun bir ortam sunacak bir lider de bu durumun gerçek ihtiyacıdır. Genellikle kullandığım bir ifade ile ;elmanın çekirdeği mutlak ki bir elma fidanı potansiyelidir,ancak bu çekirdeğin hangi ortamda olduğu da çok belirleyici öneme sahiptir.Şöyle ki bu potansiyel uygun bir toprak zemin ile buluşur ise göreceği bakım ve ilgi ile gelişir yeşerir önce bir elma fidanına dönüşür,daha sonra da gelişimi sonucu elma ağacı olur coşar ve meyvelerini ortaya döker. Bir de bu elma fidanı potansiyelinin bir kaya üzerine düştüğünü düşünelim.Bu potansiyelin var olması tek başına maalesef yeterli olmayacak ve herhangi bir gelişim gerçekleşmeyecektir. Bu bakımdan önce kabiliyet sonra da uygun ortamın olması gibi lider ve ekip bir oluşumun ayrı ayrı öneme ve sahip olmakla beraber tek vücut düşünülmesi gereken değerlerdir.

10 Ekim 2012 Çarşamba

Sevdirmek ya da Sevdirebilmek.

Yeni bir Eğitim ve Öğretim dönemi başlamış.Her yıl olduğu gibi,mezun olup bir üst öğrenim aşamasına yükselenler yanında, yeni yeni okul ve Öğretmenle tanışan minik yavrular da var. Öğretmen bu güzel köy okulunda dönem başında yeni görev almış.Yalnız görev yapıyor,bir başka deyimle birden beşe tüm öğrencileri okutmaya,eğitim vermeye ve okul yöneticiliğini de temsil etmeye çalışıyor. Bir gün teneffüs sırasında okul bahçesinde bir öğrenci velisinin biraz da yüksekce sayılabilecek bir tonda birşeyler söylediğini farkediyor,hemen oraya yönelerek şikayetçi durumdaki veliye ne gibi bir sorun olduğunu sorup bunun bu alanda ve bu şekilde dile getirilmesinin uygun olmayacağını belirttiyor.Veliyi bu konuyu görüşmek üzere okul idaresi odasına davet ediyor. Veli bu tavır karşısında sakinleşiyor ve birinci sınıf öğrencisi olan çocuğunun okul gereçlerinde hergün noksanlıkların meydana geldiğini ve ismini belirttiği bir başka velinin aynı okuklda öğrenim gören çocuklarının bu husuta rolü olabileceğinin muhtemel olduğunu vurguluyor bu durumun çözümlenmesini talep ediyordu. Müdür yetkili Öğretmen Veliye bu durumla ilgileneceğini belirtip müsterih olmaları konusunda ikna ederek velinin peşinen bu ilgi sonucu Teşekkürlerini de kazanıp kendisini okuldan uğurluyor. Zil çalıp yeni ders başlayınca Öğretmen bu konuyu hemen ilk gündemi yapıp bir yandan da ders proğramını uygulamaya çalışıyor.Öğrencilerine;''bugün sizden bir isteğim var çocuklar.Şöyle ki tenefüs sırasında koşup oynar iken bazılarınızın ceplerinde veya üzerinde bulunan kalem ,silgi ve kalemtraş gibi öğretim gereçleriniz düşebiliyor ve doğal olarak bazılarınız da bunları buluyor olabilirsiniz.Bu nedenle ben bu ders ünite konumuzu yazı tahtasına yazıncaya kadar sizlerden bu şekilde tenefüs sırasında okul bahçesinde bu şekilde bulmuş olup da kendinizin olmayan bu gereçleri Öğretmen masasına bırakmanızı istiyorum.Bu şekilde oluşacak gereçler ile de sizlerin noksanı olanları yine sizlerle beraber belirleyip tamamlamaya çalışacağız .'' diyor ve sırtı sınıfa dönük vaziyette ünite planını yazı tahtasına yazmaya başlıyor. Önce sesler bi azalıyor ve bir sakinlik oluşuyor sınıfta.Bir süre sonra ise fısıldamalar ve hareketlenmeler,Öğretmen o yöne bakmasa da duyduğu seslerden hissediyor masa örtüsü üzerine bırakılan birer ikişer kalemler vb.kırtasiye malmemelerinin belirttiği alana bırakılmakta olduğunu, velhasıl Öğretmen ünite konusunu yazı tahtasına aktarıp sınıfa tekrar yüzünü döndüğünde görüyor ki:bir masa üstü renkli boya kalemi,kurşun kalem,silgi,kalemtraş. Öğretmen kendi eğitimi sırasında gördüğü pedogoji dersinin meyvalarını toplamanın ve okul gereci noksanı olan öğrencilerin bu noksanlarını uygun bir üslup ve yöntemle temin etmenin, okula ziyarete gelen veliye bu konuyu çözüme kavuşturma yönündeki taahhüdünü de gerçekleştirmenin mutluluğu ile coşuyor.

7 Eylül 2012 Cuma

LİDERLİK İÇİN YÖNETİCİLİK DENEYİMİ KATKI SAĞLAYABİLİR.

Bireyin Yönetici titri ve tecrübesi de var olabilir.Acizane fikrim o ki; kurum veya kuruluşlarda yönetsel bir rol üstlenmiş bir kişi rolün gereklerini temsil ve ikame etme konusunda yetkin ise, bu durum kendisine avantaj sağlayabilir. Lider için önemli olan değer, kendisini sürekli geliştirmeyi başarıp bu sayede de (kendisine olan sorumluluğu,ailesi ve çevresi içindeki rol modelliği dahil) birlikte mesai yaptığı ekibine ilham verebilen, motivatör,esnek aynı zamanda gönül insanı,sorunla karşılaşıldığında ise çözümü her daim yaklaşım temeline yerleştirebilen,biz demeyi çok seven ve deneyimlerini yansıtarak ekibinde yer alan kişilere sahip oldukları yetenekleri açığa çıkarabilmeleri ve yeteneklerini geliştirip sergileyebilmeleri için alan oluşturabilen rol model olabilmesi. Bu tanımlamadaki kişilerin çevremizde çoğalması ise gönülden temennim.

16 Ağustos 2012 Perşembe

BAYRAM SEVİNCİ

Mübarek Ramazan ayı çok güzel duyguları,güçlü paylaşma ,dayanışma ve kardeşlik duygularının yeni filizlerinin çokça yeşediği bu güzel manevi sevgi ve bereket ayı bütün güzelliklerini çok şükür sergileyip,çok şükür coşku ile hissetirdi hepimize. Ve yarından sonraki gün Arife,Yüce Rabbimize Sonsuz Şükürler Olsun. Çok güzel bir Ramazan geçirdik. Ramazan Bayramı Tüm İnananlara Hepimize Mübarek ve Hepimiz İçin Kutlu Olsun İnşallah. Sağlık,Bayram Tadında, Bayram Coşkusu ile Sevinci ile ,Neşesi ve Huzuru ile Dolu Bayramlar Dilerim.

İLETİŞİM SANATTIR.

              Hepimiz değişik toplumlarda veya şehirlerde bulunuyor, gerek özel yaşam alanında gerekse geçim kapımız olan işimizle ilgili alanda değişik çevre ve ortamlarda yer alıyoruz. 
            İşimizle ilgili alanda bize verilen görevin ikamesi kapsamında; aynı iş ortamında bir durum tespiti, birlikte değerlendirme yapılması, işin durumunun ilgililerine bilgi verilmesi, aynı organizasyon veya ekip elemanlarıyla takip ve yürütümü aşamalarındaki düşünce ve görüş bildirimleri, bu minvaldeki çoğaltabileceğimiz birçok paylaşım.
           Özel manada ise; kimi zaman bir ihtiyacımızı, kimi zaman bir sevincimizi veya hoşumuza gitmeyen bir durumu bildirmek, belirtmek veya ifade etmemiz gibi.
             Özetle bizim sürekli yaşantımızın bir parçası yani olmazsa olmazı, çok çok önemli bir durum, ne mi? kuşkusuz. İLETİŞİM. Bizim birçok gelişmenin lehimize veya lehimize olmayacak şekilde gerçekleşmesine etken olan unsur da yine hiç kuşkusuz İLETİŞİM.
               Bu denli önemli olan bu konuya peki biz yeterince bilinçlice yaklaşabiliyor muyuz? İşte tam bu noktada biraz cümleyi soluklandırmamız gerekiyor. Hepimizin kim bilir kaç defa sonradan farkına varıp bir cümle bile değil belki seçimine iyice özen gösteremeden kullandığımız bir tek kelime bile çok pişman olmamıza ve de üzülmemize, mutsuz hissetmemize, dolayısıyla ah keşke dememize sebep olmamış mıdır? 
            Veya biraz sakince düşündüğümüzde bir cümle veya kelimeyi yersiz ve gereksiz kullanmış olduğumuzu, bu sebeple de çok emek verip belli aşamalara getirmeyi başardığımız bir oluşumu, sonuca taşıyamayıp, iletişim kazası veya kendimizi yeterince doğru ifade edemeyişimiz den kaynaklı olarak bütün emeğimize rağmen gereksizce heba ettiğimiz, telafisi mümkün olmayan bir sonuca sürüklediğimizi büyük bir pişmanlık ve öz eleştiri ile bunun sonradan farkına varıp, yine mutsuzlukla gördüğümüz olmamış mıdır?
             Çok maalesef ki hepimizin ve de çok kez olmuştur. Gerek iş arkadaşlıkları gerekse akrabalık ilişkileri, yani özel olsun, iş alanı olsun birçok kez karşılaşılan küsmeler, kırgınlıklar ve kopmalar bu merkezde ne yazık ki. Sorun tespit edip çözüm önermez isek o zaman buraya kadar yazmaya çalıştıklarımız da heba olabilir ki, hemen âcizane çözüm önerileri düşüncelerimi ve her konuda olduğu üzere deney imlendiğim hususları paylaşmaya çalışacağım.
          Öncelikle kendimi bu konuda Allaha çok şükürler olsun, çok şanslı hissediyorum. Çünkü iletişim konusundaki görebilmem erken oluşmuş. Şimdi İletilerin İletişime varabilmesi adına çözüm için önerilerim mi? 
         En başta İnsan Erdemimiz ve dolayısıyla İnsan olmanın şanına yaraşır şekilde davranış sergilemek, her zaman bu değerle ve bilinçle; HER DAİM SEVGİ, 
         Öncelikle her işte olduğu üzere; İYİ NİYETLE YAKLAŞIM, Sonra; EMPATİ KURMA, Bilinçli davranabilme ve tepki verme bakımından ise her konuda olduğu gibi, bu çok önemli olduğu konusunda tam ittifak ettiğimiz konuda da; KENDİMİZİ GELİŞTİREBİLMEK İÇİN EĞİTİMLERE İŞTİRAK ETME. 
            İçinde bulunduğumuz Mübarek Ramazan ayında idrakinin doruğa ulaştığı; KARDEŞLİK Ve De, Kalite Asla Tesadüf Değildir Dememişler Mi? ; HER ZAMAN KENDİMİZE YAKIŞAN DAVRANIŞ SERGİLEME. 
              Paylaşmak Sevgidir, Berekettir.
              Nedim İleri

28 Temmuz 2012 Cumartesi

Bir Öneri Bir Projenin Çekirdeği Olabilir.

Öneri Sistemi Kalitenin önemli İlkesi olan Katılımcı Yaklaşımın çok önemli bir ayağı.İşin mutfağında bulunan iş görenlerin vereceği referans bir anlamda. Bu referans önlem almada ve iş iyileştirmede çok işe yarayabilir. Bu bilinç üzerine inşa edilen bir yönetim anlayışı ise hiç kuşkusuz görebilen ve çağdaş gelişmeleri izleyip buradan çıkarımlar elde edip bunu bünyesine kazandırabilen Değişim Yönetiminin ve bunu sağlayan Liderlerin varlığına işaret diyebiliriz. Bireysel Öneri Sistemini yalnızca kurmak değil önemli olan onu işletmek ve özgün fikirler sayesinde yeni projelerin tasarlanması ve uygulanması yoluyla katma değer üretmesini sağlayabilmektir. Ayrıca bu sisteme ilgi gösteren iş görenlerin de ufak da olsa (hem de diğer iş görenler için de teşvik aracı olur.) bazı takdir unsurları ile desteklenmesi,taltif edilmesi gerekir ki,sistem daima aktif kalabilsin. Öneri sistemine Dış Paydaş Katılımını da kapsayan bir bütünlük kazandırılabilmesi ise buradan acizane benim önerim.

22 Temmuz 2012 Pazar

Hoş geldin Şehri Ramazan.

Yazmak konusunda da en avantajlı bir dönemde iken hemen bu imkanı değerlendirmemek olur mu.Onbir ayın sultanı maneviyatın en yüksek düzeylerde seyrettiği bu güzel iklim çok şükürler olsun yüce Rabbimize yine sardı hepimizi, tüm inananları.Hemen havası belirdi çoştu,kardeşlik,yardımlaşma,dayanışma ve paylaşma. Paylaşma madden olabileceği gibi manen, yani duyguların ve hislerin paşlaşımı şeklinde de tezahür edebilir ve güzel duygular da paylaştıkça çoğalır hiç şüphesiz. Paylaşmak Sevgidir Berekettir. Bu güzel ay ,onbir ayın sultanı Ramazan da Paylaşmanın ve Bereketin en yoğun olduğu Mübarek ay.İşte Ramazanın onbir ay içerisinde bu güzel yerini oluşturan belki de en etkili simgeleri PAYLAŞMAK VE BEREKET. Paylaşmak için varlıklı olmakta gerekmiyor bir güler yüz bir tatlı söz bir samimi ve sıcak TEBESSÜM. İmkan dahilinde bir akrabamızı veya arkadaşımızı,komşumuzu İftara misafir etmek.Yine aynı kişilerden gelecek bir İftar davetine icabet etmek.Küçücük de olsa bir lokmamızı ayırıp bereketlenmesine vesile, bizden yardım umud edenlerle paylaşmak ve bu güzel havayı bünyemizde tüm zenginliği ve güzelliğiyle,coşkusu ile hissetmek.Bir yaşça büyüğümüzü arayıp hatrını sorup hayır duasını ve gönlünü almak. Bu satırları bu manada çoğaltmamız mümkün.İftar saati de yaklaşıyor.Dün bir orjinal paylaşıma tanıklık ettim onu da paylaşayım musadenizle ; semtimizin pazar kurulma günüydü dün ve pazarda küçük el örgüsü lifler,el bezleri gibi iki sebze kasası üstü ürünlerini sergileyen bir amcamız el arabasına oturmak için bir de tabure bağlamış onun üzerinde oturmuş ilgilenen olursa diye sergisini bekliyor,bu arada yaş itibari ile yine kendisine yakın bir amcamız da elinde bir karpuz ve domates poşetleri ile yanında durdu,poşetlerini yere bırakıp ayakta dinlenmeye başladı.Lif satan amca altındaki tabureyi bu hiç tanımasa da durumunu çok iyi anladığına hiç kuşku bulunmayan amcaya,devresine buyur etti ve o da şunu dedi, sana lazım değil mi?cevap çok etkileyici:ben böyle de iyiyim. Sağlık ve sevgi dolu Ramazanlar,

11 Haziran 2012 Pazartesi

Önce İnsan ve İnsani Değerler.

Bir iş ve çalışma ortamında sistem marifetiyle ahenk ve uyum sağlanabilir ise o oranda işyerinde olumlu motivasyon ve iç paydaş memnuniyeti oluşur. Dolayısıyla bu iş ortamında huzur yakalandığı ölçüde de verimlilik ve üretim artışı da oluşan ahenk neticesinde kendiliğinden gelir. Sistem yönetimi her yerde ve her iş için geçerli ve etkin, etkili yöntem tabi ki o nedenle Mobbing( İşyerinde Psikolojik Taciz)i önlemeye ilişkin zaman zaman yapılan değerlendirmeler ve Mobbing( İşyerinde Psikolojik Taciz)i Önlemeye İlişkin Düzenlemeler ve Çalıştay,Seminer,Eğitim gibi farkındalık artırmaya yönelik çalışmalar bu bakımdan çok manidar ve de şüphesiz fayda sağlayacak güzel,olumlu gelişmeler. Mesela Organizasyon içinde yönetsel erk sahibi olup egolarına yenik düşebilecek kişilerin tasvip edilmeyecek bu kapsamda tanımlanan tutumlarına o ortamdaki iş görenlerin mevcudunda veya saklı yetenekleri heba edilebir mi? Önce İnsan ve İnsani Değerler diyoruz hepimiz için.

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Paylaşmak Sevgidir,Berekettir.

İnsan bir şeylere sahip olup bir çok alanda ve değişik zamanlarda da farklı başarılara ulaşabiliyor veya statü ile konum saygınlığı elde edebiliyor.İyi de bunlar insanı mutlu etmeye ve bulunduğu toplum içinde kendini var ve değerli hissetmesine yetebiliyor mu ? tabi ki hayır. Çünkü hepimizin çok iyi bildiği gibi insan ihtiyaçları;Yeme içme,Barınma,Güvenlikte olma,Aidiyet ve KABUL GÖRME gibi sıralanıyor.Burada değinilen Aidiyet ve KABUL GÖRME ise tabi ki bulunulan toplum içerisinde saygı görme durumu, yani yaşadığı toplum içinde bir yeri olduğuna inanma, sevgi ve saygı görme ihtiyacı.İşte bu nedenle maddi veya manevi olarak belli başarılara ulaşabilmek insanların ne tek hedefi ne de mutlu olmasını sağlayan yeter unsur.Bununla birlikte insanın kendini iyi hissetmesini sağlayan moral değerlere de tabi ki ihtiyaç duyan bir varlık olması nedeniyle de bu moral değerlere ulaşması içinde öncelikle bulunduğu ortam içerisinde,ailesinde,çevresinde ve tüm toplum içinde birlikte yaşam sürdüğü diğer insanlar ve tüm canlılar ile olan PAYLAŞIMLAR çok çok önemli. Bu konuda ise bireyin öncelikle kendine olan saygısı ve sevgisi kurulmuş,kendi ile barışık olması,kendisini onaylaması çok etkili birinci adım.Daha sonrası piramidin diğer basamakları ve gelir yavaş yavaş,insan kendi gücü ve ölçüsü nispetinde de olsa bir başkası veya başkaları için bir nebze gölge oluşturabiliyor ve gölgesinde bir kişi bile olsun faydalanabiliyor ise bu insan için en büyük Onur ve Mutluluk kaynağıdır böyle biline. bir tek kişi veya bir tek canlı senin gölgende iyi hissediyorsa,bunun yansımasıdır işte gerçek mutluluk.Bunu başarabilir ise insan bundan duyacağı haz ve huzur ile artık her konuda azmi sınırsız perçinlenmiş,çalışma,çabalama,üretme ve mücadele zırhı sarmış ve kucaklamıştır o bünyeyi. Mutlu hissetmesi de bunun ikramiyesi,dolayısıyla en güzel kazanımı olacaktır.

10 Mayıs 2012 Perşembe

Önceleri İstişare Diye Adlandırılmış ve Günümüzde de Giderek Önem Kazanan Süreç Koordinasyon

Evvelce istişare danışma ve birlikte karar verme diye tanımlanmış olmakla beraber öteden beri hiç önemini ve değerini kaybetmeyen özel bir süreç Koordinasyon:Ortak Akıl,Katılımcı Karar Üretimi,Birlikte ve Aynı Hedefe Yönelen Çaba. Günümüzde buna değişik adlar verilsede özü ve yaklaşım,bakış açısı hep aynı olan, gerek özel yaşam alanı gerekse iş yaşamında şüphesiz çok çok etkili bir paradigma Koordinasyon (Eşgüdüm). Şimdi bu konu etrafında her yönetsel düzeyde değişik organizasyonlar oluşmuş ve her geçen gün de yeni mekanizmalar oluşurulmakta,bu da Koordinasyonun öneminin kavranmış,özümsenmiş olduğunu gösteriyor. Bünyelerinde Koordinasyon ekipleri,kurulları,komisyonları şeklinde bu önemli kanadını oluşturan organizasyonlar bu sürecin etkinliği ile etkililiğini yüksek seviyelere taşımaya ve sürekli olarak hakim kılmaya çalışıyorlar , bu kapsamda sürekli titiz çalışmalar yürütüyorlar. Hepimizin bildiği üzere Koordinasyonun önemine uygun yapılanmaları bulunmayan organizasyonlar ise sorunlarda bir artış veya işlerin ikamesinde bir yavaşlama sezilmesine rağmen bunun nedenini doğru kurulmayan veya hiç kurulmayan Koordinasyon mekanizmalarından kaynaklalı olduğunu görmek yerine başka ilgisiz alanlarda arayıp zaman ve emek kaybına ve dolayısıyla da üretim düşüşlerine,müşteri memnuniyetsizliklerine vb.gibi istenmeyen durumlara muhatap kalabiliyorlar. İyi Organizasyon :Etkililiği olan Koordinasyon Ünite ve Kurullarını veya Komisyonlarını Bünyelerine Kazandırmakla İlk Adımını Oluşturmuş Organizasyonlar Olarak Karşımıza Çıkmaktadır.

8 Mayıs 2012 Salı

Deniz Duru İken Kaptanlık Ve Kaptanın Yetkinlğinin Etkisi Hissedilmez.

Kaptan deniz rüzgarlı iken konumunun hakkını verme, sorumluluğunu ikame ve rolünün hünerlerini sergileme bilincine sahipse kaptandır.Dalgasız ve duru denizde kaptan ve kaptanlığın etkisi ne belli olur ne de buna ihtiyaç duyulur. Ne vakit denizde bir olağandışılık ve dalgaların kabarması durumu görülmeye başlanır, işte o durumda kaptanlık devreye girer ve kendini gösterir ki, böyle bir durumda ise Kaptanın tutumu ve yol haritası hepimizin bildiği gibi ; Soğukkanlı bir biçimde, Sorunun önce doğru teşhisisi, Sonra çözüm için alternatiflerin belirlenmesi, Bu alternatiflerin aventaj,dezavantaj durumunun tespiti, Ve çözüm yollarından birinin seçimi ile tüm imkanlar ve kadro ile ortak hamleyle hemen harekete geçme ve kararlı bir duruş,gayret ve azim ile bu kararı sonuna kadar takip etmek ve inşallah çözümün gerçekleşmesi.

20 Nisan 2012 Cuma

İyi Niyetle Başlamak, Elinin Emeğini Dökmek ve Kararlı Duruş Sergilemek.

Güne başlarken iyi düşüncelere sahip olup düzgün niyetler taşımak çok önemli diye düşünüyorum.Çünkü hepimizin bildiği gibi: Tohum Ne İse Toprak Onu Verir.Bu bakımdan niyet iyi ise meyve de güzel olacak kuşkusuz ve o adımın getirisi de mutlak başarı olacaktır.
Başladığımız veya süregiden çalışmalarımızda başarılı olmayı hepimiz isteriz de;bunun için gerekli gayreti üretme ve o iş için elimizden geleni ortaya koymayı becerebiliyormuyuz bir de buna bakmamız lazım.Eğer gerçekten bir işte başarılı olmak için elimizden geleni sergiliyor ve buna kendimiz inanıyor isek bu aşama da tamam.Bundan sonrası hayırlısı.
Gelelim üçüncü önemli noktaya.O da azim ve kararlılıkla yılmadan usanmadan ve çevremizden gelebilecek negatif tepkilerden etkilenmeden kararlı bir biçimde çabamızı sonuna kadar sürdürmek.
Ayrıca şunu da hiç unutmamalıyız ki;Hiçbir emek ve çaba boşa gitmez,belki bugün,belki yarın o bilinmez fakat bilinen bir şey var o emek hiç boşa gitmeyecek ve mutlaka o emeğin güzel bir kazanımı gerçekleşecektir.

3 Nisan 2012 Salı

Dayanışma ya da Sinerji

Bir elin nesi var,İki elin sesi var demiş atalarımız.Ne  de güzel söylemişler. Hepimizin bildiği üzere bu kavramlar hiç eskimez ve anlamını yitirmez Sadece önceleri yardımlaşma ve dayanışma diye daha ön planda iken günümüzde aynı kavramlara benzer anlamlar taşıyan kelimelerle bu misyon yüklenmiş.
Günümüzde birlikten kuvvet doğar anlamında daha yaygın olarak SİNERJİ kullanılıyor.Yine bir elin nesi iki elin sesi manasında ise  özellikle de iş ve çalışma ortamlarında EKİP/TAKIM ÇALIŞMASI  ifadesi kullanılıyor.
Şüphesiz güzel hasletlerden,dayanışma ve yardımlaşma, hem de bizim ananelerimiz ve kültürümüzün önemli mihenk taşlarından ve hepsinden daha önemlisi,bu konunun çimentosu insan olmanın ve inancımızın gereği ve zenginliklerinden.Bunu korumak ve geliştirerek sürdürmeye çalışmak ise acizane düşüncem hepimizin ortak ihtiyacı ve sorumluluğu.
Yardımlaşma ve dayanışma yönümüz çok şükür halen çok güzel bir şekilde devam ediyor,yakın bir tarihte bir akşam saati yerleşim  nüfusu ve trafik yoğun bir semtde bir amcamız mağaza veya manavda hesaplı bulmuş ve bayağı elma satın almış.Nede olsa naylon poşet bu taşımamış ve trafiğin keşmekeşinde tam caddeden karşıya geçerken açılmaz mı? Bütün elmalar caddenin her bir yerine doğru.O an çok aklımda kalan ve memmnuniyetin merkezi  olan; kim var ise o an o karede genci, yetişkini,bay' ı bayan'ı herkes istisnasız bi şekilde elmaları topluyor.İlginçtir direksiyon başında hepimizin pek de beceremediğimiz bekleme konusunda bile aşım gerçekleşmiş,   seyir halindeki araçlar durmuş inanın abartı yok, araç sürüçülerinden bile kapısını açıp,araçı çalışır beklemeye alıp katkı verenler mevcut.Yine bir arkadaşımız farklı yaklaşıyor bu defa, hemen en müsait işyerinden daha sağlam bir taşıma poşeti alıyor,elbirliği ile toplanan elmalar amcamıza özenle teslim ediliyorVE SONUÇ MU ? herkesin yüzünde aynı MUTLU İFADE.      
 

31 Mart 2012 Cumartesi

Başarı Algısı Değişebilir Ancak Hayata Artı Değer Herkesce Başarıdır.

Başarı kelimesine karşılık gelen anlatım ile;bir hedefe belli imkan ve kaynakların kullanılması ile yürütülen cabalar,faaliyetler,çalışmalar sonucunda varış,ulaşma, o düzeye taşıma belli ki de,
Her bireyin farklı bakış açısı olaabileceği için başarı nitelemesi ve değerlemeleri de özgün olacaktır.
Bu bakımdan ;Başarı bir faliyet yapmanınız sonucunda kendiniz de yakınlarınız ve yakın çevreniz de dahil insanlar ve diğer canlılar için fayda üretebilmeniz ve buna kendinizin inanması.Ölçütleri ise Sevgi,Saygı ve Paylaşım
diyorum bendeniz.

28 Mart 2012 Çarşamba

İnsiyatifsizseniz İnsiyatifsizsiniz.

Karar Vermek :Karar kelimesine bile bakıldığında ;önemliliği, benimsendiğinde sapmama gerekliliği ,yeterince araştırmaya ihtiyaç duyan tafarı , çok çok iyi düşünme ve doğruluğu için mümkün olan tüm testlere,analizlere başvurulması gereken ve bu aşamalardan,süzgeçlerden yeterince ikna oluştuktan sonra ise nihayet bulup harekete geçilecek adım.
Bundan sonrası da çok önemli ;Bu karara sahip çıkıp uygulamak ve arkasında durmak.


Buraya kadar bir sorun yok ancak bazı durumlar vardır kı hemen harekete geçmek gerek ve de çok değil hiç zaman kaybetmeden işte bu durumda rol sahibi bireyin,yönetmenin hemen dağarcığında bulunan İNSİYATİF KULLANMA becerisi ve yetkinliği devreye girebilmedir.

Bu insiyatif zorlayıcı veya kapsayıcı da olsa sorumluluk sahibi bunu kullanabilme tutumunu sergileyebilmelidir,çünkü kendisi ileriyi, uzakta da olsa o ışığı mutlak görüyordur ve kaçınılmaz ihtiyacı biliyordur.

25 Şubat 2012 Cumartesi

Kültür Çok Önemlidir ve Değerlidir..

Bugün bir alışveriş öncesi semtimizde sürekli olarak alışveriş yaptığım iki esnaf ile geçen bir anektodu paylaşmak ve tecrübeyle sabit değerlendirmeleri paylaşmak istiyorum.
Kültür hepimizin bildiği ve de katılacağı üzere toplum halinde yaşayan insanlar için çok önemli bir başlık.Esnaf ve Esnaflık Kültürü de öyle.Deneyimlendiğimiz örnek konusuna gelince; bir iş için para bozdurmam gerekti önce her zaman unlu mamüller almak için gittiğim bir işyerine selam verip bir miktar para uzatıp bunu  bozabilirmisiniz diye sordum.İşyerinin ilgilisi olan ve de yaş itibarı ile kıdemli bir beyefendi cevap verdi bozuğumuz yok  diye.Ben ne yalan söyleyim şaştım bu cevaba çünkü bu cevap hem hep alışveriş için girdiğim ve ilk kez bir şey talep ettiğimden hemde yeterince samimi  bulmadığımdan olsa gerek.Ama kararlı şekilde yine her zaman alış veriş için girdiğim bir başka  işyerine yöneldim selam verip içerdeki ismini bildiğim esnaf kardeşimize ismi ile bu ricada bulundum.Bu defa bu beyefendi kardeşimiz hemen şu cevabı verdi ;abicim bende tamamı kadar yok ancak siz bekleyin ben yan tarafta kuruyemişcide bozdurup gelirim dedi ve paryı verdim kendisine , beş dakika sonra bozukları ile geldi abi içinde tam düzgün olmayan varsa bendeki birkaç tane ile değiştireyim bankomatik bazen kırışmış olanları kabul etmiyor dedi bir tanesini de öyle değiştik,bi şey ikram edeyim dedi bende zaten benim için işini bıraktın dışarı çıktın çaba sarfettin ve benim ihtiyacım olan bozuk para oluştu sen hakkını helal et daha ne ikramı isteyim  Allah Razı Olsun dedim karşılıklı iyi dileklerle işyerinden ayrıldım.Esnaf kültürününün halen sürdürülebildiği bir işyeri ve iş sahibi artık burası benim için daha sonraki alışverişler mutlaka daha keyifli ve karşılıklı güzel temennilerle geçecek hiç kuşkusuz..
Sonuç herkes hasbalkader her işin başında yer alabilir ama o işi herkes aynı kalitede ve isteyerek kendine yakışan şekilde temsil edemez.Yani işyerinin kapısı üstüne yazılan yağlıboya tabela ancak ilan ve reklam vergisi vermeyi sağlar.Tabela ışıklı da  ise vergisi çok olur ama kapıya asılan tabela ile sadece esnaf olunamıyor örnek de görüldüğü gibi..

19 Şubat 2012 Pazar

Anlatmak ve Anlaşılmak..

Sizin anlattıklarınız değil karşınızdakinin anladığı dır sonuçta önemli ve geçerli olan.Siz anlaşılmak istemez de öylesine birşeyler anlatırsanız o da size kalmış..
Ama amacınız gerçekten anlaşılmak ve  de doğru anlaşılmaksa bu da sizin elinizde ve size bağlıdır.Sizin söylediklerinizi vucüt diliniz de desteklemiyorsa sözünüz  tek başına çok tesir oluşturmaz.Ancak söylediğinize siz de inanır ve katılırsanız yine dil zekanızı  etkin kullanıp buna vucüt  dilinizde destek verir katılır ise ,işte bu durumda söz iletiden çıkıp karşınızdaki kişilerin algısı ile bütünleşir,birlesir.
Sonuç olarak İLETİŞİM kurulmuş ve mesaj ulaşmıştır..

14 Şubat 2012 Salı

Çatı Üzerinde İşinin Ehli Usta Gibi Soğukkanlı ve Kendinden Emin..

Hiç bir iş hiç bir meslek sorunsuz veya meşakkatsiz değildir.Her işin kendine özgü zorlukları ve kolaylıkları vardır.
Önemli olan işgören olarak,biraz da iş yönlendiren ve yöneten olarak,tıpkı çatı üzerinde tamir yapan sanki düz zemindeymişcesine soğukkanlı ve rahat ,attığı adımı ve basacağı noktayı iyi belirleyerek adımlarını  atan, kendinden emin,kararlı şekilde işini yapan işinin ehli usta gibi davranacaksın.
Kırmadan dökmeden İlerleyecek ve  istikamet İLERİ  yürüyecek ve İLERLEYECEKSİN..

13 Şubat 2012 Pazartesi

Işık Daima Bir Şekilde Vardır Önemli Olan O Işığı Görebilecek Şekilde Bakabilmektir.

Bazen olur ki vakit tam da gündüz vaktidir lakin  vakit gündüz de  olsa ortalığı sis kaplamış. Bırak etrafını görmek  bir adım ötesini bile görmek mümkün olmayabilir.Bazı zamanda olur ki; vakit gecedir veya gecenin de tam ortasıdır, fakat ay ışığı vardır gökyüzünde ortalık ışıl ışıldır.Her yer gün gibi görünür bütün çevreyi parıl parıl aydınlatmıştır ay ışığı.
Çok belli belirsiz de olsa, uzak da olsa, ta uzaklarda da olsa, bir nebze de olsa; önemli olan ,geçerli olan,lazım gelen ve kaydadeğer bulunan  bir  IŞIK var olmasıdır.
Hedef de daima bu IŞIK olmalıdır.Tam bu ışığı ve aydınlık noktayı görmelidir insan, azmi ve çabası olan, çalışkan insan,dürüst insan,DİK DURAN,DÜZ YÜRÜYEN VE DAİMA DOĞRUYU SÖYLEYEN insan,
Bu pek karşılaşılmayan ve yanıltıcı durum ise hepimizce malum  hava durumlarından kaynaklı bir  yanılsamadır VE TABİ Kİ GECİCİ BİR DURUMDUR  MUTLAK YERİNİ BIRAKACAĞI  DOĞAL DURUM GERÇEK DURUMDUR.
Gündüz aydınlık ve Gece ışıktan yoksun.BU  GEÇİCİ OLDUĞU KESİN AMA KARMAŞIK DURUMDA YAPILACAK VE DİKKAT EDİLECEK OLAN MI:uzakta olsa bir ışık daima vardır dedik ya başlıkta,bu  ışık noktasından sapmadan düz,sarsılmadan dik ve şaşmadan doğru sözden İLERLE biraz daha İLERİ ve IŞIK SENİNLE..

8 Şubat 2012 Çarşamba

Herşeyin mükemmel olmasını bekleme,Etkin iletişimi daima yanında bulundur.

Geçen yıl Kars'ta Sosyal Güvenlik İl Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığım sırada kurumsal bir eğitim için aynı eğitime katılacak  arkadaşımızla bir seyahatimiz olmuştu.
Yolda biraz dinlenmek için mola verdik.Önce şehir merkezinde uygun park yeri için bakındık.Yanımızdaki işyerinin önünde bir araçlık park alanı gördük ve yaklaştık.İş yeri sahibi dükkan önü kapanır der mi? gibi düşündük hep beraber ve park yapmadan işyerine bakındık.İçerde gödüğümüz kişiye selam verip kısa bir süre ihtiyaç molası vereceğimizi söyledik, bu arada aracımız sizin işyeriniz açısından bir engel oluşturur mu? dedik.İşyeri sahibi hemen selamımızı alıp teşekkür ettikten sonra bize hoşgeldiniz, istediğiniz kadar aracınız burda dursun ne demek dedi ve ekledi madem misafirsiniz ve de yemek yiyeceksiniz o halde size bir lokanta tavsiye edeyim dedi ve o lokantaya kadar bizlere eşlik edip işletme görevlilerinden ilgi ve alaka için ricacı da oldu.
Yiyeceklerin hazırlanışı ve sunumu süperdi,bir servis elemanı sürekli masamızla ilgilendi,özel ikramlar verildi.Hepimizin ortak değerlendirmesi,öğle yemeği tek kelime nefisti.Dışarı çıkıp bazımız en yakın camide öğle namazı kıldı,bazımız ufak bir yürüyüş, tekrar araç yanına geldikYine aracımızın önünde bulunduğu  işletme sahibi yanımıza geldi ve hemen bize çay söyledi.Bu misafirperver arkadaşımızla fotoğraf bile çekindik.
Dönüşte farklı lokantaya gidelim o lokantanın lavobası alt katta ve ufak fikri çıktı ,farklı bir lokantaya gittik bu defa.Bu lokantada lavobalar aynı katta ve  lavoba taşları yeterince büyüktü.Ancak yemeklerin hazırlanışı, bekleme süresi servis berbat ve sonuç hüsran.
Bu tecrübe sonucunda hepimiz şunları  bir kez daha öğrendik;
1-Park Yeri Konusunda: HER ZAMAN HER YERDE VE HER DURUMDA, ETKİLİ İLETİŞİM
2-.Lokanta Seçimi:TÜM HERŞEY BİRARADA OLMUYOR.EN ÖNEMLİ İHTİYACINI DOĞRU TESPİT ET  VE TERCİHİNİ ONA GÖRE BELİRLE..

6 Şubat 2012 Pazartesi

Sevgi ve Kardeşlik : Paylaştıkça Çoğalan..

İnsanız hepimiz, çok şükür kainatın en şereflisi olarak yaratmış yüce yaradan.Bizler aynı şeylerden hoşlanır aynı şeylerden nefret ederiz buna rağmen çoğu kez basit nedenlerle birbirimizi kırar üzeriz,özelliklede egomuzun altında kaldığımız, idrak kabiliyetimizin azaldığı durumlarda.
Düşünmeliyizki varsa gerçek  bir arkadaşımız biz en zenginiz, yoksa da yanımızda yakınımızda samimi bir dostumuz o zaman biz gerçek yoksuluz

Oysa uygun pençereden bakabilsek olaylara ve karşımızdakine empatik yaklaşabilsek çok daha güzel sonuçlar  elde eder  ve sevgi dolu diyologlar  kurabiliriz..

Bir de iletide kalmasa mesajlar,etkili kılabilsek ifadelerimizi, karşımızdaki insanın anlayabileceği mesafede kurabilsek anlatımı  ve mükemmel sonuç: İLETİŞİM  gerçekleşse,
Bu güzel değerlere ulaşabilmek için en azından evimizin önünü her daim temizlemeli  ve tüm çevremizin temizliği için ise çöp kamyonunun tekerine gelebilecek çivileri yoldan uzak tutmayı düstur edinmeli..

30 Ocak 2012 Pazartesi

Sen Daima Kendine Yakışan Şekilde Davranış Sergile..

Bazen  bulunduğun çevre tozlu sisli ve çamurlu olabilrir.Çamurla karşılaşmak her insana mahsus bir durumdur.Senin yapacağın ya üstünden geçmek ya etrafından,  kazara da olsa basarsan üstüne senin  tertemiz ayakkabın bile kabul etmez bunu.
Ayrıca sen sabah evinden  '' Bismillahü tevekeltü allelah la havle ve la kuvvete illa billahil aleyyil azm.'' demiş ve çıkmışsın evvel Allah..
Toz mu var silkelersin,Sis mi var daha  dikkatli bakar çevreni daha iyi kontrol edersin.Çamur mu var  üstünden geç basma asla ve bırak onu da belediye halletsin.. 
  

25 Ocak 2012 Çarşamba

Sevgi Kucağı,Şefkat Sarmalı ANNELER..

Sevgisi eşsiz
Sevgisi bedelsiz
Beklentisiz ve katıksız..

Anneler fedakar
Anneler cefakar
Sevgisiyle besleyen, hep doğruyu öğütleyen

Hep yavrusunun iyiliğini isteyen
Hep yeri ve yönü belli
Eşsiz kıymet bilene ANNELER..