29 Nisan 2013 Pazartesi

MARİFET İLTİFAT İLE BÜTÜNLEŞİP ÇOĞALIR



        Bir çalışmanın başarı ile sonuçlanması için  güçlü bir motivasyon en etkili araç ve de itici güçtür.Motivasyon  faktörü her durum için olmazsa olmaz bir öneme sahiptir.
            Her çalışma bir yolculuktur.Bu çalışmanın istenilen veya planlanan hedefe ulaşabilmesi yolculuğun mutlu son ile buluşması için temel parametreler bellidir.Hedef belirlenir ve bu uğurda yolculuk başlar.Bu hedefe ulaşılıp başarılı sonuça ulaşılabilmesi için öncelikle bir Potansiyelin mevcut olması,daha sonra bu potansiyeli Performansa çevirecek araçların olması ve de tutku ile bu yolculuğun amacına ulaşması için,azimli,kararlı çabayı sergilemeyi sağlayacak Motivasyonun bulunması.Bu adımların hepsi öncelikle bu yolculuğun Lider’inin Motivasyon Gücü ve Etkili Motivasyon  performansı ile doğrudan ilgilidir.            Bir sporcu için kendisini çalıştıran Antrenör ,öğrenci için,Aile,Eğitim-Öğretim Kurumları  ve Öğretmen,bir ekip veya takım elemanı için Ekip veya Takım Yöneticisi,bir Organizasyon için ise Organizasyonun Lideri bu konunun Esin ve İlham Kaynağı kişisidir. Diğer bir deyişle; Motivasyon sağlayacak konumdaki Yetkili,Sorumlu veya Lider başarının da başarısızlığında hem hamisi hem de sahibidir.
            Motivasyonun daha doğrusu Etkili Motivasyonun sonuca ulaşmada çarpan katsayısı yüksek ve Etkin Performansın esin kaynağı olduğu hususunda kuşku yok..Genel olarak olumsuzluğu eleştirir,yermeyi hiç ıskalamayız    ancak Takdir etmek ve Teşekkür’ün  ise  maalesef yeterince hakkını verdiğimizi söyleyemeyiz.Oysa sahada yeteneğini sergileyen oyuncuya başarılı olması durumunda takdim edilen Kupalar,Armağanların ve tüm Ödül’lerin hepsi bu Marifet ve Başarıyı Taltif etme,Özendirme amacına yönelik Pekiştir geç araçları değil mi?Netice itibarı ile hem Motive Edici rol’ü olan İnsanların bu rol’de üstlerine düşeni yerine getirmeleri ,izleyicilerine esin kaynağı oluşturmaları bakımından hem de toplumsal katkı açısından Teşekkür ve Takdir anahtarlarını her daim yanımızda bulundurmalıyız.Bu durumda da hem Etkili Motivasyon ve Yüreklendirme misyonumuzu ifa edeceğiz hem de bu güçlü desteği yanında hisseden izleyenlerimiz coşacak,potansiyelini bu azim ve coşkusu ile en yüksek performansa dönüştürüp birlikte Başarı’ya Merhaba demiş olacağız.    

24 Nisan 2013 Çarşamba

ELEŞTİRMEK KOLAY ANCAK BİR İŞ YAPMAK ZORDUR



Eleştiri dozunda ve yapıcı olmak kaydı ile faydalı ve gereklidir.Burada önemli olan husus eleştiri yapar iken yıkıcı bir tutum sergilemekten uzak durup,eleştirinin mevcut durumu iyileştirme maksadına  yönelik  öneri ve geri bildirimler içermesidir.
            Ayrıca eleştirmek çok kolaydır.Mühim olan ise bir şey yapmaktır.Konunun daha anlaşılır olması için bir örnekle açmak gerekir ise; toplu taşım araçlarında geçlerin yaş olarak daha ileri yaşta olan veya fiziki kabiliyetleri bakımından desteğe ihtiyacı olan İnsanlara  yer müsaade etmede düşük performans gösterdikleri şeklindeki eleştiriler.Çok  karşılaştığımız,hemen hemen hepimizin tanıdık olduğu bir husus.Şimdi bu konuya ilişkin olarak doğru değerlendirmeler elde edebilmek için öncelikle mevcut durumu iyi analiz edebilmemiz gerekiyor.Bu konuda durum tespiti için  farklı bir pencereden bakıp şu sorulara cevap arayalım.Böyle bir sonuç var ise bizler de aynı toplumun bir mensubu olduğumuzu ve  bu durumdan bizim de pay sahibi olduğumuzu biliyor muyuz?Öncelikle kendi ailemizde,kendi çocuklarımıza bu duyarlılığı tam olarak kazandırdık mı?Çocuklarımızın öğrenim gördüğü okullarda verilen öğretimin yanında bizim de aile olarak çocuklarımıza eğitmenlik yapma ve doğru rol model olma sorumluluğumuz olduğunun bilincinde miyiz? Bu konuda üstümüze düşen örnek olma sorumluluğumuzu ve geri bildirimler yapmayı,ödüller ile olumlu tutum ve davranışlarını özendirmeyi yeterince yerine getirebiliyor muyuz?Yoksa  her şeyi   öğrenim kurumlarına mı havale ediyoruz.Bu güne kadar herhangi bir Öğretim veya Eğitim organizasyonunda gönüllülük kapsamında bir  sorumluluk üstlendik mi?Elimizi taşın altına verip  toplum yaşamına herhangi bir katkı üretebildik mi?
            Öncelikle bu  soruların cevabını kendimize vererek, eleştiriye öz’den doğru noktadan başlayıp bu öz denetimi yapabilir isek, oluşacak değerlendirmeler bizi daha sağlıklı sonuçlara ulaştıracaktır. 


14 Nisan 2013 Pazar

DOĞRU ANLAMAK İÇİN ÖNCE DOĞRU ALGI GEREKİYOR



Yaşadığımız toplumda ve çevrede her gün çeşitli gelişmeler ve olayların oluşması  olağan bir durum.Gerek aile ve iş ortamı,gerekse yakın çevre veya daha genel toplum ilişkileri açısından sürekli birtakım gelişmeler söz konusu olacaktır.
   Buraya kadar her şey gayet normal.Asıl önemli olan bizim o olayları nasıl algıladığımız,anladığımız  ve bu algı üzerinden nasıl bir tepki verdiğimizdir.Bizim her türlü durumda vereceğimiz tepki tamamen o olayı algılamamızla ilgilidir,Davranışımızın ve değerlendirmemizin ilk basamağı,temeli algımızdır.Öncelikle bizim bunu bilmemiz gerekiyor.Bu bilinç ve farkında lığımız bu noktada bizim önemli ihtiyacımız.Aynı metni okur ancak farklı anlamlar yükleyebiliriz.Aynı resme bakar farklı nesneler gördüğümüzü söyleyebiliriz.Soruya doğru cevap vermek için öncelikle soruyu doğru anlamak lazım..Aksi taktirde algı yanlış ise ne yazık ki ; cevabımız,tepkimiz ve değerlendirmemizin de yanlış olması kaçınılmaz .
.Bu nedenle böylesi durumlarda öncelikle bir kanaat sahibi olmadan, her yanından, tüm yönünden analiz etmeden,iyice irdelemeden hemen bir tepki vermemeli,yersiz bir değerlendirme yapmaktan uzak durmalıyız.Ayrıca öngörümüzün güçlü olması için yeni öğrenmelere hep açık olmamız, çok okumamız,faydalanacağımızı düşündüğümüz eğitim ve öğretim faaliyetlerine katılmamız çok önem taşımaktadır.Bilgi ve tecrübesine inandığımız İnsanların değerlendirmelerini de takip edip sürekli gelişimimiz için imkanımız dahilinde tüm unsurları kullanmamız gerekiyor.
                Paylaşmak sevgidir,berekettir.

10 Nisan 2013 Çarşamba

İşimize Olan Sevgimiz Birinci Kolaylığımız.





İnsanlar yaşantılarını toplum olarak sürdürdüklerinden bir toplumda her meslek o toplumu oluşturan İnsanlar için ayrı ayrı ihtiyaç alanıdır. Her mesleği ikame edecek İnsan ’a ihtiyaç duyulacaktır. Düşünsek ya Berber olmasa biz kendi saç kesimimizi nasıl yaparız veya Terzi olmasa elbisemizi nasıl dikebiliriz. Daha da önemlisi Temizlik Görevlileri sokağımızın çöplerini düzenli olarak tem izlemeseler, halimiz nice olur.
Bu bakımdan Diş Tabibine olan ihtiyaç kadar Berbere  Proje çizen Mühendis kadar da giysilerimizi hazırlayan Terzi’ye veya Ayakkabı Ustasına ihtiyaç olacaktır.Dolayısıyla İnsanların yaşantısını kolaylaştıran ve ihtiyacına cevap olan her meslek ayrı ayrı önemlidir ve değerlidir. İnsanların ne iş yaptığı ve bu işin  hangi sektörde olup o sektör çarkının hangi ölçek dişlisine ait olduğu çok önemli mi? Veya İnsanın değeri bu durumdan mı ilgili, şüphesiz ki değil.Çünkü hepimizin çok iyi bildiği üzere;İnsan, karakter etiğini ne konumundan ne de rolünden kazanabilir.
Bununla birlikte İnsan ’a duyulan saygı ve sevgi, kişinin temsil ettiği veya sorumlu olduğu işe olan saygısı ve tüm coşkusu ile işine sahip çıkıp emeğini vermesinden, kişilik etiğinden ve insani değerlere sahip olup bunu uygulama düzeyinden ise menfi şekilde beslenebilir.İşini severek,sorumluluk hissedip yapan, görevini en iyi şekilde yerine getiren ve kişilik değerlerini özümsemiş Temizlik Görevlisi bu temel ilkelere sahip olması nedeniyle çok saygıya layıktır.Ayrıca mesleği,statüsü ne olur ise olsun İnsanların Onurları Eşittir. 

1 Nisan 2013 Pazartesi

‘İNSAN KAYNAKLARINDAN İNSAN DEĞERLERİNE GEÇİŞ’ KONULU SEMİNER NOTLARIM.


Lalabey Gelişim Enstitüsü tarafından Ankara’da 17 Ocak tarihinde düzenlenen İnsan Kaynakları Semineri’ne katılıp da memnun kalmayan kimse olmadığı üzere ,bu defa ikinci Seminer haberini  duyar duymaz kayıt için arayıp 28 Mart tarihli etkinlik için de  kaydımı yaptırmıştım.
Öncelikle Sayın Murat SAYIMLAR beyefendi ve Lalabey Ailesinin tüm fertlerine her yönüyle takdire layık ilgileri,İnsan Değerlerine olan samimi öncülükleri  ev sahiplikleri  nedeniyle   çok  Teşekkür ediyorum.Murat SAYIMLAR hocamızın bütün katılımcıların ilgi ve keyifle takip ettiği sunumlarında ifade ettiği hususlar ve örneklemeleri konunun daha derin bir ilgi ile takibine kuşkusuz zenginlik kattı,Diğer yandan İl dışından bile gelip faydalanmayı hedefleyen İK’ cı arkadaşlarımız ve Ankara'dan katılan arkadaşlarımızın hepsi bu konuda deneyim ve fikir sahibiydi.Bu nedenle nezih bir katılımcı grubun tam yetişkin eğitimine yaraşır katkı ve katılımları ise paylaşıma çok daha lezzetli bir hal kazandırdı.Murat bey’in sunumunda dile getirdiği içeriğin ise bugün yarın inşallah tüm Lalabey etkinlikleri sonrası uygulandığı üzere sitede video çekimleri ile tümüyle ilgi duyan İnsanlara paylaşıma açılacağını bildiğimiz için bu etkinliğin içeriğine de çok fazla değinmeye gerek kalmıyor.Ancak aklımızda yer eden genel başlıklara kısaca bir değinmek ister isek;
Bütün Organizasyonların faaliyetlerinin iki önemli ayağının bulunduğu,bunların birincisinin TAKTİK/UYGULAMALAR, ikincisinin ise STRATEJİLER olduğu,Bir bünyede tüm adımların bu iki temel üzerine kurulu olduğu.Şayet işlerde bir aksama ya da sorun oluşmuş ise bunun  nedenlerinin bu ana unsurların hangisine dayalı olduğu yaklaşımı ile yaklaşıp,bu çerçevede iyi ve   doğru bir tespit ve analiz yapmak gerektiği.Bütün çıkış noktalarının irdelenerek, işin kaynağına ve soruna neden olan sorunların köklerine inmek ve bu noktadan yukarı tüm etkileşimleri ile beraber, tıpkı denize atılan taşın tepkimesinde olduğu gibi aşağıdan yukarı,içten dışa doğru bir teşhisin ancak doğru  çözüme yönelik bir çaba olabileceği.Uygulamalar doğru fakat yine sorun mevcut ise bu defa Stratejilerin tekrar gözden geçirilmesi ve uygun revizeler ile müdahale gerekli olduğu.Organizasyonların hamilerinin ve bu bünyede çalışanların,rakiplerin  hesinin ortak paydasının hepsinin İNSAN olması olduğu bu bakımdan İNSAN’ ın Nesne olmayıp  Özne değer olarak tanımlanması ve Çekirdek Merkez Değer olarak yerinde bulunmansın en gerçekçi ve ihtiyaç çözüm yaklaşımı olacağı Murat bey’in dikkat çekmek istediği husus du diyebiliriz.Murat bey’in beyefendi kişiliği konulara olan üstün hakimiyetinden diye düşünüyorum,kendisine İlişki Yönetimi ekseninde biraz daha detay isteğimizi tevazuyla karşılayıp  .bir anekdotla  da süsleyip bıraktığı memnuniyet ise muhteşemdi diyebilirim.
Bu arada Ankara’da bulunan İK ‘cılar ve Samsun,Sakarya gibi diğer İllerden gelen arkadaşlar olarak bizlerinde hem tanışma,kaynaşma hatta dayanışmalarımıza varan vesile oldu bu Seminer.Bu güzel etkinliklerin ve buluşmaların daim olması ve
En İyi Dileklerimle,